Çarpık kentleşen Seferihisar’ın sorunlarını, ilçenin yakın tarihini biraz olsun bilen herkes bilir. Öğrenmek de zor değil zaten. Kent merkezindeki Dutlaraltı kahvelerinde eski Seferihisarlılarla yapacağınız en fazla yarım saatlik çaylı bir sohbet ile hangi belediye döneminde nelerin yapıldığını bizzat yaşayanlarından öğrenebilirsiniz. Sıcak ve samimi tavırları ile kentin canlı birer tarihi gibi olan bu insanların anlattıklarından, kentin geçmişi ile ilgili birçok şeyi öğrenmek mümkün.
Kısacası çarpık kentleşmenin nedenleri çok daha eskilere dayanıyor. Ancak sorun fazla büyümeden çok daha kolay çözülebilecek iken, oy kaybı korkusu ile dönemin belediyeleri de üzerine gitmemiş ve sorunların büyüyerek günümüze kadar gelip dayanmasına neden olmuş.
Seferihisar çok değil on beş yıl kadar önce çevre ilçelere göre daha az bilinen, emlak fiyatları çok daha uygun, ekonomisi ve sosyokültürel dünyası ile daha küçük, kendi içine kapalı küçük bir İzmir ilçesi iken, Ak partinin iktidar olması ile önem kazanan inşaat sektörünün dikkatini çekmişti zaten. Daha sonra “Yavaş şehir” ve “Alternatif bir yaşam mümkün” gibi kulağa hoş gelen sloganlar ile bu dikkat daha da büyümüş ve ilçede büyümekte olan inşaat sektörünü daha da coşmuştu. Böylece makul değerlerde seyreden Seferihisar’ın taşı toprağı değerlenmiş ve altına dönüşmüştü. Bu durum toprak sahiplerini ve hızla çoğalan müteahhitleri sevindirirken, “Sakin şehir” adı altında sakin bir yaşamı hayal ederek kente gelen insanları sevindirmemiş, hatta hayal kırıklığına uğratıp öfkelendirmişti.
Hızla büyüyen kentin sorunları da büyürken, yığılmalar daha çok kent merkezi ve Sığacık mahallesinde olmuştu. Kente olan aşırı talep ve bunu karşılayacak alt yapının yetersizliği, kalabalıklaşan kent halkının beklentilerini karşılayamazken, büyüyen sorunların karşısında yerel yönetimin çabaları da yetersiz kalmıştı. Çünkü, başlangıçta örnek olacak model bir "yavaş kentin" çıtası yüksek tutularak ülkeye tanıtılmış ama içi doldurulamamıştı. Böylece başlardaki memnuniyetin yerini giderek memnuniyetsizlikler ve hayal kırıklıkları almıştı. Hatta bu durum ilçenin tanıtımı ile ilgili başarıları dahi gölgeler olmuştu.
Ama yine de Seferihisar iki dönem Belediye Başkanlığını yapan Tunç Soyer’i İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı yapmayı başardı. Tunç Soyer, Seferihisarlılara seçim döneminde Seferihisar Belediye Başkanı iken yapamadıklarını İzmir Büyükşehirden çok daha kolay ve fazlası ile yapacağının sözlerini vererek İzmir’e taşındı.
Şimdi ise Mart 2019’da yapılan yerel seçimler ile iş başına gelen İsmail Yetişkin başkanlığındaki yeni yönetim, bulunduğu zor koşullar içinde kent sorunlarına ve belediyenin mali güçlüklerine çare arama derdinde. Yerel seçimlerden bu yana geçen sekiz ayın kent halkına verdiği genel izlenim ise yeni yönetimin bir önceki yönetimin devamı niteliğinde. Yeni dönemde umutlarını Tunç Soyer’in verdiği sözlere kilitlemiş olan kent halkı, şimdilik susup beklemeyi, verilen sözlerin yerine getirilip getirilmeyeceğine bakmayı ve buna göre tavır sergilemeyi tercih edeceği düşüncesindeyim.
Umarım yeni dönemde verilen sözler yerine getirilir, sevgi ve saygının büyüdüğü çağdaş, insancıl bir kent olma yolunda Seferihisar hak ettiği yeri bulur. Umarım...
Sevgi ve demokrasi ile kalın..