Birçok araştırmaya göre insanı en çok mutlu eden şeylerin başında sosyalleşme ve aidiyet duygusu olduğu görülmüş. Bunu ekmeğini kazanmak için yıllarca yabancı ülkelerde yaşayanlar ve sık kent değiştirenler iyi bilir.
Bu yüzden insan yer değiştirip başka bir kente yerleştiğinde önce iyi ilişkiler kurmak, sosyalleşmek ve o kentin bir parçası olmak ister. Kişi ile kent arasında gelişen sevgi ve aidiyet duygusu kente karşı olan sorumluluk duygusunu da geliştirir. Bu duygu oluştuğu an kişi artık oralı olmuş demektir. Öyle birkaç göbek geriye gitmesine de hiç gerek yoktur.
Soy ağacı ve toprağa bağlı feodal değerler üzerinden kentlilik bilinci gelişemeyeceği gibi gerçek anlamda kentli olma kültürünün önünde bir engel de olabilir. Kentli olma bilinci kişinin kent ile kurduğu “sosyal emek” tabanlı bir alış veriş üzerinden değerlendirildiğinde anlam kazanır. Çünkü sevgiyi emek doğurur.
Nedir kentli olmak?
Her şeyden önce bir yaşam kültürüdür. Kent yaşamının kolektif sorumluluklardan geçtiğini kavramak ve bunun gereklerini yerine getirmektir. Kentli olmanın hak ve hukukunu, birey özgürlüğünün nerede başlayıp nerede bittiğini bilmektir. Kültür, sanat, felsefe ve bilim paydasında kentin üretkenliğine katkı sunma çabasıdır. Zarif ve kibar olmaktır. Empati ve estetik duyguları geliştirme çabasıdır. Kentinize verdiklerinizin, size fazlası ile geri döneceğini bilmektir. Özgürleşmektir, birey olmaktır. Kısaca kentlilik kültürü, kent ile kentli arasında gelişen nitelikli bir iletişimin mutlu bir yaşam yolculuğuna dönüşmesidir.
Bu bakış açısı ile kentimiz Seferihisar’a dönüp bir durum değerlendirmesi yaptığımızda iyi niyetli çabalara rağmen genel seyrin çok iç açıcı olmadığını hemen görürüz. Daha sakin bir hayatı hayal edip büyük kent sorunlarından kaçıp kentimize sığınan insanların hayal kırıklıklarını sosyal medya sayfalarından bolca okuyoruz. Sadece onların değil, “Kuşaklar boyu yerliyiz.” diyenlerin de şikayetleri çok farklı değil. Diğer yandan durumu değiştirmek için yakınmaların dışında ciddi bir çaba da görmüyoruz.
Benzer konuları sivil toplum kuruluşları ve yöneticilerimiz ile kent konseyi bünyesinde uzun zamandır konuşup tartışıyoruz. Tartışmalarımız bizi kent halkının yerel yönetime katılma ve katkı verme noktasında sorumluluk alabileceği mekanizmalar kurmaya yönlendirdi. Böylece ülkenin başka yerlerinde de denenen mahalle meclisleri ve mahalle evleri projelerini inceledik, artı ve eksilerini değerlendirerek bize uygun mahalle meclisleri ve mahalle evlerini kurma kararı aldık.
Kentli olma yolunda yediden yetmişe bir nevi okul ve eğitim yuvasına dönüşecek mahalle evleri ve meclisleri, demokrasimizin mahallelerden beslenen alt yapı taşlarına, kılcal damarlarına dönüşeceği umudundayız. Bu yüzden İzmir Kent Konseyleri Birliği çatısı altında İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin iş birliği ile kurmayı planladığımız mahalle meclisleri ve evlerine halkımızdan da destek bekliyoruz. Gelin birlikte, kentimiz Seferihisar’da mahallelerimizi kendi kendini yöneten akıllı mahallelere dönüştürelim.
Sevgi ve demokrasi ile kalın…