Üç yıl önce bu gün (28 Eylül) Facebook ta paylaştığım “Devrimci Olmak” başlıklı yazım bu sabah anılar kısmında önüme çıktı. Okuduktan sonra bir şeyler daha ekleyip tekrar paylaşma ihtiyacı duydum.
"Devrimci olmak" konusunda, bildiklerimin dışında daha farklı bakış açıları da yakalayabilmek için internette araştırmaya koyuldum. Zira çevremde bu konudaki kafa karışıklığı ile yapılan "DEVRİMCİ" tanımı beni hep rahatsız etmiştir. Yaptığım araştırma ve okuduğum yazılar da gösterdi ki aynı kafa karışıklığı sosyal medyada, hatta kendini böyle ifade edenlerde de var. Bu yüzden devrimci olmanın ne olduğu ya da ne olması gerektiği ile ilgili daha fazla kafa yormak, özellikle kendisini böyle tanımlayanlar için hala büyük bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Devrimci kimliği sadece siyasal iktidarları devirmeye çalışmakla açıklamak ya da sosyal sınıflar arası mücadeleye indirgemek ona yapılacak en büyük haksızlık olur. Doğa gücünü devinmekten alır ve doğanın bir parçası olan insan doğuştan devrimcidir. Devrimci kişi kendi yaşam felsefesini doğa yasaları üzerinden diyalektik felsefe ile belirler. Kişi devrimciliğini, ona içindeki adalet ve vicdan duygusunu da katarak onu ne kadar anladığı, onunla ne kadar bütünleştiği ve hayata geçirdiği ile ölçmelidir. Bu yüzden kişi kendine devrimci diyebilmesi için önce kendi iç kişisel devrimini yapmak zorundadır. Kendinden ve içinde var olduğu küçük birimlerden, yani aile, arkadaş ve toplum içi ilişkilerinden başlamalıdır. Farklı olana, diğer tüm canlı türlerine ve doğaya olan tavrından başlamalıdır. Hayata karşı duruşunu doğa yasalarından aldığı güç ile sık sık sorgulamalı ve yenilemelidir. Devrimci kişi “Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisidir.” ilkesinden yola çıkarak aklın ışığında sürekli kendini güncelleyip yenileyebilendir. Daha doğruya ve daha güzele olan değişimin sevdası ile devindiği için devrimci olabileceğinin bilincinde olandır.
Kısaca "DEVRİMCİ OLMAK" kişinin söyledikleri değil, en küçük ayrıntısına kadar seçtiği devrimci yaşam pratiğinin ta kendisidir.
Birçok solcunun kendini devrimci zannetmesi bu kafa karışıklığının bir sonucudur. Solcu olmak ile devrimci olmak aynı şeyler değildir. Sol, bir sınıf ideolojisidir. Devrimci olmak ise sınıflar üstü evrensel bir yaşam biçimidir. Tarih, solcu olmayan devrimcilerle doludur. Devrimciler, resmi tarih sayfalarından çok halk yığınlarının gönlünde kuşaktan kuşağa aktarılan türkü, şarkı, destan ve mitleşmiş halk efsanelerinde yaşatılırlar. Çünkü çoğu zaman yaşadıkları dönemim egemenleri ile çelişirler ve egemenlerin tarihine hain yada isyancı olarak geçerler.
Bu vesile ile bilim, sanat ve felsefenin aydınlığında uzanan her devrimci yumruğu saygı ile selamlıyor, sevgi ile kalın diyorum.