31 Mart yerel seçim kampanyalarını yerel dinamikler yerine parti politikaları üzerinden yürütmeyi tercih eden siyasi partiler, seçim sonuçlarından ders aldılar mı?
Bu seçimi “Bahar havası” olarak ifade eden muhalif kanat, aslında maçın bir galibi olmadığının ne kadar farkında? Özellikle CHP’nin göreceli bu seçim başarısını, halkın kalbini kazanma yolunda sadece yakaladığı küçük bir fırsat olarak değerlendirmek gerekir. CHP için asıl kalıcı başarı, seçimi kazandıkları şehirlerde gösterecekleri performans olacaktır. Başarılı olduklarında dört yıl sonra ülkeyi yöneten parti durumuna gelebilirler. Aksi takdirde inişe geçen AKP’nin yerini başka bir sağ parti doldurmakta gecikmeyecektir.
Seçim sonuçlarından alınması gereken ders niteliğindeki mesajlardan bir kaçına değinmek istiyorum.
Seçmen kısaca şunu diyor;
-Madem ülke siyasetini yerel siyasete malzeme yaptınız, benim de size yanıtım şudur:
-Karışık duygular içindeyim. İktidar başarısız, muhalefet umut vermiyor. Sağ ya da sol ayırmadan siyaset yapan herkese sesleniyorum. Kendini tüketmiş nefret saçan, ağzı bozuk bu siyaset kültüründen vazgeçin artık. Asıl bölücülüğü bununla siz yapıyorsunuz.
-Sahte dindarlardan, sahte solcu ve demokratlardan, sahte milliyetçilerden, din ve etnik temelli siyaset yapanlardan yoruldum.
-Yeni bir siyaset anlayışı istiyorum. Herkesi kucaklayan, gelecek için umut veren, samimi ve güleç yeni yüzler görmek istiyorum.
-Partizan değil, önce insan olmayı başarmış, hukuka saygılı, her vatandaşa eşit mesafede, halkın dilinden anlayan, empati kurabilen, vicdanlı, liyakat sahibi, demokrasinin gereklerini yerine getiren demokrat siyasetçiler görmek istiyorum.
-Bu seçimi bir uyarı olarak kabul edin ve bir dahaki sefere dersinize çalışıp karşıma öyle gelin…
Bu mesajlar daha da uzatılabilir ama bu kadarı da “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az gelir.”
Sevgi ve demokrasi ile kalın…