“Doğru bilgi” ve “İletişim” uygarlığın önünü açan iki sihirli sözcük gibidirler.
Bu iki sihirli sözcüğün hakkını verip nimetlerinden faydalanan dünyanın başka yerlerinde örnek alacağımız toplumlar var. Biz onlara demokrasileri gelişmiş uygar toplumlar diyoruz.
Bu iki sihirli sözcüğün hakkını veremediğimiz sürece, dünyanın en şanslı coğrafyasında bile yaşasak, hak etmediğimiz bir siyaset kültürüne ve onun kötü sonuçlarına katlanmak zorunda kalırız. Maalesef kalıyoruz da… Oysa ilk demokrasiler binlerce yıl önce bizim topraklarımızda yeşermişti. Doğa bilimleri, tıp, matematik, felsefe bu topraklardan dünyaya yayılmıştı. Her yanımız buna tanıklık eden kalıntılarla dolu. Biz Seferihisarlılar geçmişte 12 büyük İyon kentinden biri olarak bilinen ve adı Teos olan böyle bir kentin üzerinde yaşıyoruz.
Demokrasi tarihi bu kadar eski olan bir kentin, kent konseyi başkanı olmak güzel ve gurur verici bir duygu… Bu yüzden konsey arkadaşlarımla kentimize yakışacak bir demokrasi kültürü inşası için büyük bir heves ile elimizden geleni yapma çabası içindeyiz. Ancak bizi üzen ve hevesimizi kıran olaylar da yaşamıyor değiliz.
Malum, bir seçim süreci içindeyiz. Bu hassas süreç içinde yukarıda bahsettiğim iki sözcüğün içini doldurmak, kent demokrasimizi bir adım daha ileri taşımak için sınırlı olanaklarımızla da olsa konsey arkadaşlarımla aylardır çabalıyoruz. Bu yüzden ideolojileri araya sokmadan, ilçe parti teşkilatlarımız, yerel medyamız, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımız ile kentimizi ve geleceğini ilgilendiren her konuda iletişim halindeyiz. Parti gözetmeksizin doğru ve yapıcı olan her yaklaşımı takdir ediyor, yanlış bulduklarımızı yapıcı bir dil ile eleştiriyor, bir denge unsuru olmaya çalışıyoruz. Demokrasinin bir ortak akıl arayışı olduğu bilinciyle, kentimizin her kesimini kucaklayacak ortak aklın ışığında kendi sorunlarını çözen bir DEMOKRASİ KENTİ yaratmak için çabalıyoruz.
Ancak demokrasiyi içine sindiremeyen, hayatı biz ve ötekiler diye iki boyutlu değerlendiren bazı çevreler “Seferihisar Kent Konseyini, “şu partiyi ya da bu partiyi destekliyorlar” söylentilerini yayıp yıpratma çabası içine girdiler. Bizler de maalesef bu tür sorulara muhatap kalıyor, üzülüyoruz. Ama umudumuzu asla yitirmiyoruz.
Bu aşiret partizanlarına birkaç sözüm olacak;
Bizler, Anadolu aydınlanmasını zirveye taşıyan ve halkına, aklın ve bilimin ışığından çıkmayın diyen o büyük devrimcinin, Atatürk’ün torunlarıyız. Bizi bir toplum yapan ortak değerler hepimizindir. Onlara sahip çıkmak, onları daha uygar bir noktaya taşımak hepimizin görevleri arasındadır. Hiç kimse veya grup “Biz daha demokratız.”, “Biz daha Atatürkçüyüz.”, “Biz daha milliyetçiyiz.” ya da “Biz daha Müslümanız” diyerek kendi vatandaşını ötekileştirmesin. Ortak değerlerimizi partizanca rant aracına dönüştürmesin. Çok iyi biliyoruz ki böyle bir siyaset kültürünü tercih edenler, toplumu kandırma ve kendi eksiklerini örtme çabasındadırlar. Topluma hizmet sevdasında değil, koltuk sevdasındadırlar. Doğru ve işleyen bir demokrasi için asıl mücadele edilmesi gereken çevreler bu çevrelerdir.
31 Mart 2019 yerel seçimlerin ilçemize yakışır, uygar ve adil bir seçim olması dileği ile herkesi sevgi ve demokrasi ile kucaklıyor, güzel bir bahar haftası diliyorum…