Gerçek bir demokrat olabilmek için önce vicdan sahibi olmak gerekir. Vicdan sahibi değilseniz eğer, bilgi ve birikiminiz de demokrat olmanıza yetmeyecektir. Toplumsal vicdanı temsil etmeyen demokrasiler ise, ruhsuz, tartışmaya açık demokrasilerdir.
Demokrat insan, demokrasinin kendisinden bağımsız ortak bir değer olduğunu, kendi çıkarı ile ters düştüğünde bile onu koşulsuz savunma cesaretini ve erdemini gösterebilen insan demektir. Demokrat insan, empati ve adalet duygusu gelişmiş insandır. Her türlü ayrımcılığa karşı çıkan, bilgi ve birikimini bir üstünlük aracı olarak kullanmayan, onu toplumsal ortak faydaya sunan insandır. Demokrat insan, özgür insandır. Gücün büyüsüne kapılmayan, sürü psikolojisi ile hareket etmeyen, kendi aklını kullanma erdemini gösterebilen insandır.
Daha da devam edebilirim. Ama konuyu bu hafta sonu yapacağımız yerel seçimlere getirmek istiyorum.
Bu seçim, demokrat kimliklerimizi de sorgulayacağımız bir yerel seçim olacak. Gelecek beş yıl için, kent yönetimini belirleyeceğiz ve sonuçtan kent halkı olarak hepimiz sorumlu olacağız. Yani zor bir kararın verileceği bir haftaya giriyoruz.
1 Nisan 2019 Pazartesi günü seçim sonuçları ne olursa olsun, "Kent yararına doğru bir seçim yaptın mı?" sorusunu kendisine soranlar “En azından vicdanımın sesini dinledim, içim rahat” diyebilecekler ve algı operasyonları ile topluma dayatılan aklın değil, kendi vicdanlarının sesini dinlemiş olmanın rahatlığı içinde olacaklar.
Seçimlerin ülkemize ve ilçemize hayırlı olmasını diliyor, sevgi ve demokrasi ile kalın diyorum.