Hem böyle harika bir mesleğe sahibi olmak hemde kişileri mutsuz eden kilolarından kurtulmaları ve daha sağlıklı beslenmeleri için inancınızı yükselmeye ihtiyacınız var sanırım. O zaman bu röportajı mutlaka sonuna kadar okuyun.
Uzman Diyetisyen Aslı Ulu’ya diyetisyenlik evde kalan vatandaşlarımızın beslenme konusunda merak ettiğiniz tüm soruları sorduk ve kendisi de sorduğumuz soruları, üstün bilgisi ve tecrübesiyle cevapladı. İşte, büyük bir keyifle gerçekleştirdiğimiz o harika röportaj :)
Aslı hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
- Merhaba, ben uzman diyetisyen Aslı Ulu. Beslenme ve diyetetik eğitimimi İstanbul’da Acıbadem Üniversitesi’nde tamamladım. Sonrasında Yeditepe Üniversitesi’nde uzmanlık eğitimimi aldım. Şu an Seferihisar merkezde bir ofisim var, burada danışanlarıma sağlıklı beslenme ve diyet danışmanlığı hizmeti veriyorum. İçinde bulunduğumuz süreçte virüs tedbiri sebebiyle ofisimi geçici bir süreliğine kapattım ve şimdilik danışanlarımla online olarak devam ediyoruz.
Bu süreç içerisinde evde kalan vatandaşlarımıza beslenme konusunda nasıl bir uyarıda bulunmak istersiniz?
- Bu süreç hepimiz için zor bir süreç, alışık olmadığımız bir durum. Evde kalmamıza bağlı olarak hareketimiz ve enerji harcamamız azaldı. Bunun sonucu olarak kilo artışı yaşamamak için uzak durmamız gereken gıdalar arasında şekerli yiyecek ve içecekler, hamur işi, yüksek yağ ve tuz içeren besinler var. Bu besinler aynı zamanda bağışıklık sistemimizin doğru çalışmasını engellediği için virüsten korunmak için de bu besinlerin tüketimini sınırlandırmalıyız.
- Bu dönemde bağışıklığımızı güçlü tutabilmek adına her gün toplam 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeliyiz. Yeterli miktarda protein almamız önemli. Kahvaltılarda yumurta ve peynir mutlaka tercih etmeliyiz. Diğer öğünlerde de et, tavuk, balık veya kurubaklagil yemeklerinden ihtiyacımız olan proteini karşılayabiliriz. Bu besinlerdeki demir minerali, bağışıklık sistemimizin doğru çalışmasını sağlar. Vücudumuzun demiri kullanabilirliğini arttırabilmek için bu besinlerle birlikte C vitamini kaynağı, örneğin bol limonlu bir salata tüketmemiz gerekir. Bu dönemde her öğünde mutlaka ev yoğurdu, kefir gibi probiyotik kaynaklarını tüketmemiz de bağışıklığımızı güçlendirmeye yardımcı olacaktır. Her gün yeterli miktarda su içmeyi de unutmamalıyız. Günlük tüketmemiz gereken su miktarını kilomuz başına 30 ml olarak hesaplayabiliriz. Örneğin; 50 kg bir birey günlük 1,5 litre su tüketmeli. Burada şöyle bir uyarıda bulunmak istiyorum; gün boyunca içtiğimiz kahve, çay ya da diğer içecekler tüketmemiz gereken su miktarına dahil değildir. Su ihtiyacını yalnız su ile karşılayabiliriz.
- Ayrıca bağışıklık sistemimize destek olabilecek birkaç mineral ve bunların hangi besinlerde bulunduklarından bahsetmek istiyorum;
- Selenyum: Kalbi korur; Yumurta, sardalya, hamsi, ayçekirdeği, kereviz ve yerfıstığında bulunur.
- Çinko: Bağışıklık sistemini güçlendirir; Kabak çekirdeği, susam, fıstık, ceviz ve kırmızı ette bulunur.
- Bakır: Lenfositleri güçlendirir; Kuruyemiş ve balıkta bulunur.
- Demir: Bağışıklık sistemi mekanizmalarının doğru çalışmasını sağlar; Kırmızı et, kurubaklagil, kabuklu tahıllar ve kuruyemişte bulunur.
Akşamları televizyon karşısında abur cubur yerine neler önerebilirsiniz?
- Meyve tüketimi bağışıklığımızı desteklemek ve ihtiyacımız olan vitaminleri karşılayabilmek adına çok önemli. Abur cubur yerine meyve tüketimine yönelmemiz gerek. Evde zararlı atıştırmalıklar bulunduğu zaman insan ister istemez onları tüketmeye yönelebiliyor, bu sebeple benim tavsiyem market alışverişinde abur cubur olarak nitelendirdiğimiz şekerli, yüksek yağlı besinleri almamanız ve evinize sokmamanız yönünde. Atıştırmalık ihtiyacı hissetiğinizde meyve veya kuruyemişlerden faydalanabilirsiniz, tabi porsiyonunu aşırıya kaçırmamak kaydıyla.
İnternet, televizyonlarda karşımıza çıkan koronavirüs ile ilgili haberler hepimizi strese sokuyor. Bunu önlemek için stres azaltmaya yönelik tavsiyeleriniz neler?
- Melisa çayı, adaçayı, papatya çayı, ıhlamur gibi çaylar stresi azaltmaya yardımcı olur. Bu çayları aktardan almak yerine marketlerdeki güvenilir ve bilindik markaları tercih etmeliyiz.
- Ayrıca internette, televizyonlarda “Diyet yapmak bağışıklık sistemini zayıflatır, bu dönemde yapılmamalıdır” gibi çıkan haberlerle ilgili uyarıda bulunmak istiyorum. Bu dönemde de hayatımızın diğer dönemlerinde olduğu gibi hızlı kilo verebilmek adına internette karşımıza çıkan çok düşük kalorili (700-800 kcal gibi), kısa sürede fazla kilo vermeyi hedefleyen “3 günde 5 kg verdiren diyet” gibi, kimin tarafından hazırlandığı bilinmeyen diyetlerden uzak durmak gerekir. Şok diyet olarak adlandırdığımız bu diyetler bağışıklık sistemimizin doğru çalışmasını engelleyerek vücudu hastalıklara karşı savunmasız bırakır. Fazla kilolarından kurtulmak isteyen bireyler mutlaka bir diyetisyen ile birlikte diyet yapmalı. Bilinçsizce kendi başınıza diyet yapmak sağlığınızı riske atmak demektir.
Evde kalınan bu dönemde kiloları kontrol etmek için nasıl bir yol izlenmeli, spor anlamında bir şeyler önerir misiniz?
- Evlerinde koşu bandı olan bireyler mutlaka her gün yarım saatlik yürüyüşler yapmalı. Böyle bir imkanı olmayanlar da instagram veya youtube üzerinden ücretsiz egzersiz programlarını takip edebilir veya telefonlarına yükleyebilecekleri egzersiz uygulamaları sayesinde günlük hareket miktarlarını arttırabilirler.
- Diyet anlamında konuşursak; bu dönemde iştahı kontrol edebilmek ve yağ yakabilmek için yeterli su tüketimi çok önemli. Gün içinde su içmeyi unutmamalıyız. Su tüketimini arttırabilmek adına içerisine sevdiğiniz meyve dilimleri, taze nane yaprakları ve limon ekleyebilirsiniz. Öğün atlamamak, metabolizma hızını düşürmemek adına çok önemli. Herhangi bir rahatsızlığımız yoksa günde 2 fincan yeşil çay tüketmek de yine yağ yakmak ve metabolizmayı hızlandırmak için faydalı olacaktır.