Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocukluk çağının en sık görülen bozukluklarından biridir. Genellikle çocuklukta teşhis edilir ve sıklıkla yetişkinliğe kadar sürer. DEHB'li çocuklar dikkatlerini toplamakta, dürtüsel davranışları kontrol etmekte veya sakin durmakta zorlanabilirler.
Ortalama her 10 çocuktan 1’inde görülen DEHB, bizim de en çok çalıştığımız konulardan biridir. DEHB ile ilgili ailelerin en sık düştüğü yanlışlardan bazılarını bu yazıyla düzeltmeyi umuyorum.
''Dikkati eksik diyorsunuz ama işine gelince saatlerce tablette bilgisayarda oynamayı çok iyi beceriyor'' söylemi DEHB tanısını yıkmak yerine aksine daha da güçlendirebilir. Sık ödüllendirme hissi yaratan, göreceli olarak diğer etkinliklere göre daha çok haz veren şeyleri uzun süreler yapmak tipik bir DEHB'li özelliğidir. Veliler olarak DEHB'li bireylerle yaşarken ilk öğrenmeniz gereken şeylerden biri ''yapmıyor'' ile ''yapamıyor'' arasındaki farkı öğrenmektir.
''Hiperaktifler zeki olurmuş'' 'da çok sık duyduğumuz yanlış söylemlerden biridir. DEHB'li bireylerin zekâ testlerinde akranlarına göre ortalama 2 ile 7 puan arasında düşük puanlar aldıkları bilinmektedir. Ama unutmamalıyız ki bunun sebebi zekâ geriliğinden ya da ileriliğinden ziyade dağınık dikkat sonucu soruları yanlış yapmaları olabilir.
''Hiperaktivite merkezine götürdüm, yapılan egzersizlerle çocuğumun dikkati artı''. Neurofeedback ve benzeri egzersizlerle çocukların dikkatlerinin arttığı kısmen doğrudur; ancak yapılan araştırmalarda bu artışın 40 dakika sonunda etkisini yitirdiği görülmüştür. Dikkat gelişiminin raporlandığı süreç bu 40 dakika içindeki verilere dayandığından kısa süreli dikkat artışı ailede ve çocukta olumlu bir hava yaratır ve aileleri yanıltabilir. Belki bir gün bu teknolojiyi cebimize küçülttüğümüzde faydalı olabileceğini düşünebiliriz lakin şu an için temkinli yaklaşılması gereklidir.
''Büyüyünce geçer''. Kısmen doğru olan bu söylem asla mutlak doğru olarak kabul edilmemelidir. Araştırmalar ergenlikten gençliğe geçişte DEHB'in yüzde 25 civarında kendiliğinden düzelebildiğini bulmuş olsa da zar atıp sonuç beklemek yerine düzenli takiple beraber ilerlemek daha güvenli bir yöntem olacaktır.
''DEHB sadece erkek çocuklarda olur'' ise en çok karşılaştığımız inanışların en tepesindedir. Erkeklerin DEHB tanısı alma ''olasılığı'' kızların iki katından fazladır. Ama bu kız çocuklarının DEHB olmadığı anlamına gelmez. Göz ardı edilip teşhis alamamaları daha olasıdır. Bunun içinde cinsiyeti ne olursa olsun en az 2 uzman görüşü almak önemlidir.
''İlaçlara karşıyız, beslenme, egzersiz gibi yöntemlerle tedavi oluyoruz''. Bu söylemi de tamamen reddetmek yerine kısmen kabul edebiliriz ama devamında yazdıklarımı mutlaka okumalısınız. DEHB bir hastalık değil nöro-gelişimsel bir bozukluktur. Grip gibi ilaç ve dinlenmeyle geçmez kişiye hayatı boyunca eşlik eder. Kullanılan ilaçlar etki süreleri boyunca belirtileri bastırır ya da azaltır. Doğru tedavi eşliğinde destekleyici yaklaşımları denemek daha doğru olacaktır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteyi omuzlardaki ağır bir yük yerine bir yol arkadaşına çevirmek için destek almaktan çekinmeyin.
Psikolog Barış Doğa GÖKÇEN
Doğade Psikoloji Danışmanlık Merkezi