Şiddet aklınıza ne geliyor?
Genelde fiziksel şiddet gelir, oysa ki psikolojik şiddet en azından aynı şekilde bir insanı mağdur, çaresiz hayatı mahvedebiliyor. Şiddet uygulayan ve şiddete mağruz kalan kişiler aslında her iki tarafta yardıma ihtiyacı olanlardır. Bu kişileri belirli sınıfta, belirli makamda belirli kültürde var denilmez ama, inanın her toplumda yerleri vardır.
Toplumda gördüğünüz beyefendi, konuşmasını kalkmasını bilenin evinde de şiddet görülmüştür.
Bazı şiddet çeşitleri o kadar sinsice gelir ki farketmek için bazen yıllar geçer. Örneğin; eşi tarafından aşşağılanarak kontrol altına alınıp kendi benliğini unutturmak, kendisi olamamak olduğu anda; sözlü, fiziksel şiddete maruz kalan var. Sonuç malesef, eş tarafından sözlü, psikolojiden ihanetliğe, aldatmaya kadar gider, evlilik çığrından çıkar.
Bazı kadınlar, genelde bu haksızlığa uğradıklarında çıkmaza vardıklarında kendini suçlar, eşimin geçmişi iyi değildi, çocukluğu zor geçti, yazık ona, ben de ona sert çıktım vs. diyerek hep şiddet uygulayanın savunmasına geçer. Bu durumda kendi çocuklarına ne derece zarar verildiğini bilse de çaresizce, ne yapabilirim? Diye düşünürler.
Her zaman yapılacak birşey vardır, ama bir başkası onları kurtarmasını beklemeden olmalı.
Burada en baştan kendimizi keşfetmeliyiz, kendi degerlerimizi bilmeliyiz, neye maruz kaldığını gözden geçirmeliyiz.
Bu durumlarda, sorunlarınızı anlatırken, karşınızdaki kişinin size birşeyler katacaksa konuşun, güven veren birileriyle paylaşın, gerekirse uzman birileriyle evlilik ve ilişki hakkında seans alın.
Beraberlik beynimizin sağ ve sol beyni gibi olmalı, farklılıklarımızla birlikte bir güç ve kazanç olmalı. Evlilikte aynı karakter olması değil aynı değerler olması önemlidir. Evlilikte biz olmak kadar ben olmakta önemli. Birlikteliğimizde kendimizin en güzel tarafımız hep gelişmelidir, evimiz her zaman bizim huzur alanımız olmalıdır.
Aile Danışmanı, Terapist Nurhayat Köycü