Bazı yerler var ki zamana yenik düşmez. Binlerce yıllık antik dönemlerin izlerini barındıran, Selçukludan Osmanlı'ya ve nihayet Türkiye Cumhuriyetine uzanan Seferihisar işte öyle bir yer. Dokunduğunuz her yerde tarihin izlerini bulmak mümkün. Masmavi berrak denizi ve yeşilin bin bir tonunun bir birine karıştığı muhteşem doğası her dönemde bu şirin beldeyi yaşanır kıldı.
Böylesi bir cazibe merkezi gelecek kuşaklar için de korunmalıydı, öyle de oldu. Yerel üretimin, sakinliğin, gelenekselliğini yaşatmaya çalışsa da sakinliğimiz yerini biraz daha kalabalığa bırakıyor diyebiliriz.
Sokakları denize açılan mandalina kokulu şehrimizin kıymetini biz biliyoruz. O nedenle iyiye iyi diyen, yanlışa karşı çıkan, yapıcı, eleştirel bir bakış açısına sahibiz. Çünkü biz öyle bir ilçede yaşıyoruz ki (Teşbihte hata olmaz) neredeyse dışarıdan gelenlerin bu kentin sakinlerini kıskandığına şahit oluyoruz. Her ne kadar Covid-19 salgını nedeniyle şu günlerde ilçemizin misafirleri kahvaltı bahçelerimizi şenlendirmese de bunun özlemi içinde olduklarının bizler farkındayız. Evet, sessiz, sakin bir balıkçı kasabası gibiyiz ama bir o kadar da canlı, bir o kadar da renkliyiz. İyot kokusuna eşlik eden ılık rüzgârların incecik kumlarla kaplı masmavi denizi okşarcasına geçtiği bu rüya kentte kardeşlik iklimi de hakim.
Belki de bunun en büyük sebebi çağlara meydan okuyan, sıra sıra uzanan zeytin ağaçlarıdır.
Karya'dan Osmanlı Devletine yüzlerce yıldır tarımın ve ticaretin nabzının attığı kentimiz günümüzde çok daha büyük markalaşma ve atılımları hak ediyor.
Ege'nin incisi İzmir'in şirin ilçesi Seferihisar'ı bu güne dair yaşanır kılan günahıyla sevabıyla birçok yerel yönetici geldi geçti. Bu güne emekleri olan son başkanın bugün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturuyor olması ilçemiz açısından bir şans diye değerlendiriyorum. Bugün Büyükşehir'in direksiyonunda olan Tunç Soyer'in Seferihisar'ın geleceğine dair beslediği hayallerin yakın şahidiyiz. Şimdi eyleme geçme zamanı olduğunu düşünüyorum.
Mevcut Belediye Başkanımız Sayın İsmail Yetişkin'nin ilçe içerisindeki başarılarını da es geçemeyiz. Samimi içten, halkla iletişimi kuvvetli ve çözüm odaklı bir başkan olmasından dolayı da ilçe de çok şanslıyız. Elbette kentin tüm ilçeleri hizmet bekliyor ve bütçenin yatırımlar açısından eşit ve adil dağıtılması gerekiyor. Ancak mandalina kokulu bu kentte Sayın Başkanın, başladığı hayallerini tamamlaması için pozitif bir ayrımcılık yapmasına kimsenin itirazının olacağını düşünmüyorum.
FIRSATI KAÇIRMADAN SİNERJİYİ YAKALAYALIM, EN ŞANSLI DÖNEM
Şimdi mevcut başkan İsmail Yetişkin de İzmir'in güneyinde kalan bu kenti tarımıyla, turizmiyle, tarihi ve doğal yapısını bozmadan marka bir şehir yapmak için hayaller kuruyor.
Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemir'li de Seferihisar'ı yakından bilen İzmirli bir bakan. Ülkemizin TBMM Başkanlığını, Başbakanlığını yapmış Binali Yıldırım da İzmir milletvekili olarak şu anda AK Parti Genel Başkan Vekili. Kültür ve Turizm Bakanlığının da ilçemizde devam eden projeleri var. İlçemizin sorunlarını bilen, diyaloğa açık, iktidarı yatırımlar için harekete geçirebilecek bir AK Parti İlçe Başkanımız Ahmet Aydın da var. Bir çok bağlantılar ile güzel ilçemiz için durmadan çalışmaya devam etmesi bizleri mutlu ediyor.
Hemen hatırlamışken Victor Hugo bir şiirinde İzmir'i prensese benzetiyor. Bu noktada ben doğrusu ünlü şairin bu nitelemeyi ilçemizin mandalina bahçelerini, zeytinliklerini, bağlarını, enginar tarlalarını, verimli topraklarını, tarihi ve turistik yerlerin doğa ve denizle bütünleştiğini gördükten sonra yaptığını iddia etsem haksız olmam.
Önümüzde tarihi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle de tarihe not düşmek adına buradan bir çağrı yapıyorum. Söz konusu Seferihisar olunca ortak paydada buluşalım. Herkes kişisel siyasi hesaplarını, ikbal arayışlarını, gündelik siyasi tartışmaları bir kenara bıraksın ve çocuklarımız için gençlerimiz için bu kentin daha güzel günleri için en şanslı dönemi değerlendirelim. Yerel yöneticileriyle iktidarıyla fırsatı kaçırmadan sinerjiyi yakalayalım.
Hizmetlerin planlı, programlı, etkin ve uyum içinde ilçe sakinlerimizin yaşam kalitesini artıracak mahiyette yürütülmesi için birlikteliği sağlayalım. Çiftçinin üreticinin dünya çağında marka ürünle kazanması, doğanın katledilmemesi, tarihin gün ışığına çıkarılması için bir araya gelinmelidir.
Evet, bu birlikteliği sağlayalım. Oyunu bozanı ise kırmızı kartla sahanın dışına atalım. Bu oyunda hakem olmaya biz her zaman hazırız.