5 Aralık 1934 tarihinde Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı veren yasanın kabulü, ülkemizde her yıl “Kadın Hakları Günü” olarak kutlanmakta olup, dolayısıyla bu hakkın verilişinin 88. Yıldönümünü bizlerde kutluyoruz.
Peki, Kadın Hakları Günü Kadınlarımız için ne ifade ediyor? Haklarımız korunuyor mu? Bu Soruları ne yazık ki, düşünüyoruz.
Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı veren Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bize verdiği en büyük değerin göstergesidir. Öyle ki, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) Cennet annelerimizin ayakları altındadır. Sözü beni hep etkilemiştir. O cümlenin kudreti ve kadın olmanın yüceliğini bir kez daha anlıyorum.
Yaşam tarzımıza günümüze gelirsek, kadınlar Türkiye’de özellikle nasıl bir konumdalar. Bunu tartışırız.
Oysaki, Kadın dediğimizde, Kadın, Topraktır. Kadın üretendir. Kadın, Mirastır. Kadın, her şeydir. Ne yazık ki günümüzde toplum baskısı Kadının önüne geçmektedir.
Ne zaman haber için sahaya çıksam, etrafımda baktığımda bir kadının başarı hikayelerine rastlıyorum. Gurur duyuyorum. Onurlanıyorum. Böylesi güçlü kadınları gördüğümde sesi duyulması için elimden gelen desteği veriyorum.
Kadın dediğinizde, aslında omuzlarına ne kadar çok yük bindirilmiş. Kendini kanıtlamak zorunda hissettiren bir toplumda bizler adeta yaşam savaşı veriyoruz. İş rekabeti, başarılı iş kadını olduğunda hep bir önüne engel çıkan olur. Başaramadığında dedikodu salar etrafa, sonra da toplum baskısına yenik düşer kimi kadın. O yüzdendir ki kendini hep kanıtlamak zorunda hisseder. Bu çok tartışmaya açık bir düşüncedir belki ama, nereden bakarsanız bakın, tarihten bu güne kadar kadının gücü hep yazılmıştır tarihin altın sayfalarına..
Giyinmesine dikkat eder kadın, konuşmasına dikkat eder kadın, düşünerek konuşur. Toplumdaki yeri ne kadar eşitlik dense de aslında hep dikkatler üzerindedir.
Siyasetten, çiftçiye bir çok noktaya uzanan o güçlü kadınlara selam olsun!.