Hep klişe gelmiştir. Bu söz aslında ne çok anlam biriktirir içinde.. Duygusal anlamda, mental anlamda, iş, siyasi, insani ilişki adını ne koyarsanız koyun.
Yaptığınız alışverişin bile bir önceki yılını kıyasladığımız şu dönemde 100 tl’ye doldurabildiğiniz poşetinizi, şimdi kaç liralara doldurabiliyorsunuz. Manav, et, süt ürünlerinden bahsetmiyorum bile!.
Sokağa çıktığımda gördüğüm bu manzara herkesin aslında içine dönük değiştiği yönünde oldu. Fazla açılmadan elindekini korumaya çalışan bir toplum olduk. Eskiden kafamız bozulduğunda hadi dışarı çıkalım dolaşalım tatile gidelim dediğimiz yerler şimdilerde lüks oldu.
En pahalı yerlerde fotoğraf çektirip sosyal medyasında paylaşan kişiler aslında benim durumum sizlerden çok iyi, diyerek manipüle bir toplum haline geldik.
Bize Ne Oldu?
Özellikle de son zamanlarda dikkat ettiğim sosyal medyanın hayatımızdaki rolüne dikkat çekmek istiyorum. Herkes birbirine benzemeye başladı. Estetikler, o da olmadı sosyal medya efektleri günümüzün göz dolduran efekti haline geldi. Meğer bizim tek eksiğimiz efektsiz çekim yapmakmış. Kimse kimsenin hâl hatırını sormazken, kim nerede ne yemiş nereye gitmiş tanımadan sosyal medya üzerinden tüm hayatını öğrenir olmuşuz. Özlem kavramı hayatımızda tamamen kaybolmuş. Sahi biz nereye gidiyoruz. Ve bu akım bir virüs gibi içimize nüfus etmiş. Eskiden “Anda kal” yada “Anı Yaşa” diye bir şey vardı. O an onu yaşıyorsan beynine kaydedeceksin. İçinde yaşayacaksın huzuru. Şimdi ise öylemi herşeyimizi herkes görsün. Mantığı günden güne yayılıyor. Birkaç gün sosyal medya da paylaşım yapmayan kişiler üzerinden yorumlar yapılıyor. Başına bişey mi geldi senaryoları kuruluyor. Ne komşuluk ilişkisi kaldı. Ne kalabalık sofraların hayranlık duyulan sohbetleri. Sofraları fotoğrafla, fotoda herkes çıksın, gelmeyenler görsün..
Adabı maşare – geliyor aklıma… Nerede eski hassasiyetle düşünen insanlar. X,y,z kuşaklarıın kuşak çatışmaları arasında mücadele ederek hayat sürdürüyoruz şuanda..
Bunları düşününce işimin bir parçası olan sokak röportajına yeni bir akım da ben getirmek istiyorum. Gençlere mikrofon uzatarak, genel kültür soruları hazırlamayı düşünüyorum. Hem bilgi paylaşımı yapmış oluruz. Hem de neyi ne kadar biliyoruz. Bunu tartışırız.
Hal böyle olunca da siyasilerde tiktok vb akımlarla kitleyi çekmeye çalışarak, yeni akım müzik danslarla, en çok hangi konunun gündem olduğunu tartışır olduk.
Akıl sağlığımız bozulmadan, bu güzel bereketli ay olan Ramazan ayınıda tüm güzelliklerle atlatmayı diliyorum. Milletimiz için yapılacak en doğru kararlar ne ise o olsun. Duyarlı, Empati yapan bir toplum olalım istiyorum. Atatürk’ün de dediği gibi benim umudum Gençlerdedir. Sözü de şu dönemde oldukça yüklü bir sorumluluk taşıyor.
Mart’ın sonlarına yaklaştığımız şu dönemde içimize bahar sevincinin yaşayacağı, umudun hep var olduğu, çocukların yüzlerinin güldüğü, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Sevgilerle..