Ne büyük gururdur Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, tarihin bıraktığı izleri sürdürmek ve o yoldan ayrılmamak, tarihi okudukça bir kez daha hayranlıkla kaldığım şu süreçlerde ne kadar zorluklarla kazanılan bu topraklarımıza sahip çıkmanın ne denli büyük olduğunu daha iyi anlıyorum. Diliyorum ki gelecek nesilde bu bilinçle ve aşkla coşkuyla bayrağımızı en iyi şekilde taşır.
Eskiler anlatır yakın tarihi bizlerle paylaşarak o anılarına doğru giden eski toprak dediğimiz büyüklerimiz ile tarihi sohbetimiz geldi aklıma..
Atatürk’ün Seferihisar’a gelişindeki coşkuyu dinlemiştim büyüklerimizden anlattıklarında o anı yaşadım diyebilirim. Tüylerim diken diken olmuştu adeta.. o hikayeden kısaca bahsetmek isterim.
“Seferihisar için önemli tarihlerden biri de 11 Nisan 1934 de Mustafa Kemal Atatürk’ün ilçe merkezini ve Sığacık’ı ziyaretleridir. Atatürk ilçeye girmeden önce Sığacık’a geçmiş,sahilde incelemelerde bulunmuştur. Karşılaştığı Sığacık İlkokul öğretmeninden not defterini istemiş,harf devrimine rağmen öğretmenin not defterinin eski yazıyla yazılmış olduğunu görünce üzülmüştür. Sonra küçük öğrenci Mehmet İnce’ye sorular sorup,onu okşamış ve Seferihisar’a dönmüştür. Üzerinde yerli malı kumaştan golf elbise olan Atatürk,askeri gazinoda ağırlanıp,kahvesini içtikten sonra,halkı selamlayarak ilçeden ayrılmıştır.”
okuyarak öğreneceğimiz ecdadımızı unutmayacağımız o dönemin nesli olduğum için çok mutlu ve gururluyum.
Vatanına milletine sahip çıkan bir nesil, çok önemli böyle özel zaferleri coşkulu kutlamaları unutmamak. daha da coşkulu kutlanmalı ki herkes o duyguyu yüreklerinde hissetmeli..
30 Ağustos Zafer Bayramı ile başlayan zaferimiz ilçelerimizin milli zaferi kurtuluşu olan bayramlarla taçlandırıyor.
Hele ki, İzmir’imizin 9 Eylül düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümü İle başlayan gurur İle ilçelerimizdeki aynı coşkulu kurtuluş yıl dönümleri tam bir bayram coşkusudur.
Onlardan biri de Seferihisarımızın 11 Eylül kurtuluş yıl dönümü,
SEFERİHİSAR’IN KURTULUŞU VE ÇOLAK İBRAHİM BEY
“15 Mayıs 1919 tarihine kadar Seferihisar’da yaklaşık %50 Rum,%50 yerli ve Mora göçmeni Türk ahali birlikte yaşamışlar,İzmir’in 15 Mayıs 1919 da Yunan işgaline uğramasıyla,işgal yılları başlamış,11 Eylül 1922 de ilçe kurtarılmıştır.
Harbiye’den yetişmiş Çolak İbrahim Bey,Musatafa Kemal Paşa’nın teklifini kabul ederek,maiyetindeki iki milis süvari alayı ile birlikte Kuvayı Milliye’ye katılmıştır.Emrine bir nizamiye alayı ile bir dağ bataryası verilerek 1920 yılında 3.Süvari Tümeni namıyla Garp Cephesi emrinde bir süvari tümeni yapılmıştır. Çolak İbrahim Bey, Kızılçullu yakınlarından hareket ederek, Seferihisar’ın doğusundaki dağ geçitlerinden ilerlemiş ve 11 Eylül 1922 tarihinde öğleden sonra Seferihisar’a girmiştir.
Giriş yönü,Kocaçay tarafından bugünkü Kurtuluş Caddesi (o zaman ki Sığırtmaç Sokağı) üzeridir.
Çolak İbrahim Bey adı,Seferihisar’da eski Rum Mahallesi olan ve sonradan Rumeli göçmenlilerinin yerleştirildiği mahalleye verilmiştir.1982 yılında bir tanesi Çolak İbrahim Bey Mahallesindeki parka,diğeri de Şehitler Çeşmesi karşısında olmak üzere 2 büstü dikilmiştir.”
Ruhları şad olsun!