Neden doğduğunu bilmese de insan, neden öldüğünü ya da ne için yaşayıp öldüğünü bilmeli, bilebilmelidir insan.
Yola çıkış hazırlıklarınızda baştan eksiklikleriniz var ise, bu eksikliklerinizi bilerek ve isteyerek de tamamlamıyor iseniz sizin yola çıkış amaç ve araçlarınıza kuşkuyla bakmak, güvenmemek gerekir.
Yolda bulduklarınızı her an yola çıktıklarınıza tercih edebilirsiniz çünkü.
Anadolu’nun yaşlı ve yorgun topraklarında yaşam mücadelesi her geçen gün artar iken, bu artışta başrolü oynayan siyasilerimizin daha dürüst, daha onurlu ve daha da adil bir toplum oluşturma gayret, hedef ve amaçlarının olmadığını görmek, en azından ezici çoğunluğun bunu “mış” gibi yapıyor olması, geniş halk kitlelerinin umutsuzluk ve çaresizliğini her geçen gün acı ve gözyaşı ile artırmaktadır.
Siyaset ve Ticareti kol kola yürüten, her zaman güçlünün yanında yer almayı başarabilen, ihtiras ve amaçlarına ulaşmakta ideolojik farklılıklardan ziyade koltuksal kaygı ve tercihleri ön planda tutanlar ile, dilimize pelesenk olmuş “Bizans” oyunlarında ki hünerlerini yağızca sergileyen, koltuk kapmaca oynayan ve ancak bizim coğrafyada çokça var olan; sözde siyasetçilerimizin traji komik hatta nevrotik vaka tiplemeleridir baş tacı yaptıklarımız.
O zaman sorun sadece siyasetçilerimizde değil bizde de en az onlar kadar vardır…
Evet, halen bu yazıyı okuyana; “ne anlatmak istediğim” hususunda bir yargı oluşturamadım.
Haklısınız.
Taşların yerinden oynadığı, ya da oynatıldığı ülkemin genel siyasi yelpazesine Seferihisar özelinde yerel siyasilerimizin de katkı koyması ya da koymaması düşünülemezdi elbette.
Çünkü “taş yerinde ağırdır” diye bir söz vardır lügatımızda.
“Batan gemiyi önce fareler terk eder” diye de bir söz vardır ayrıca.
İnsanını, toprağını, kurdunu, kuşunu seven insanlar da vardır. Farelerin aksine cephenin en önünde, göğsünü kör kurşunlara siper ede ede, önce vatan, önce vatan diye diye…
Bu elbette ki bir ruh meselesi olmakla birlikte aynı ruhu aynı coğrafyada yaşayan tüm insanlardan beklememekte gereklidir.
Ayrıca; bu “ruh” da sonradan üflemeyle falan doldurulmaz.
İlçemizde bir siyasi partinin teşkilatına çöküldü, çökülmekte, el konuldu, konmakta.
Siyasi çalkantıları bir kenara bırakırsak ve normal seçim takvimine göre düşünecek olursak; hazırlıklar için ya da çökmek için ancak yeterli bir süre var denilebilir.
Zamanlama harika yani.
Yerel seçimlerde mevcut dokuyu iyi analiz edebilirseniz, ekonomik ve sosyal politikaları iyi okuyabilirseniz hedefe ulaşmanın yollarını bu şekilde daha kolay bulursunuz.
Basit, gerekçeleri saçma bir yaklaşımı olsa da.
Dedim ya biz “Bizans” oyunlarını Bizanslılardan daha çok seviyoruz diye.
Bu nedenle mahalle yanarken birilerinin saçını taraması kadar doğal bir davranış haline gelmiştir her türlü oyun günümüzde…
Değil 2022, 2122 de gelse makûs talihimiz asla değişmeyecektir.
Bu değerlendirmelerimin sonuçlarını görmek için çok fazla beklemeye gerek yok, zaman zaten sel suyu gibi akıyor iken.
Dürüstlük en büyük erdemdir. Neden doğduğunuzu bilemeseniz.
Bilemezsiniz de, neden ve ne için yaşayıp neden öldüğünüze belki öğrenebilirsiniz.
Öğrenmekte bir erdemdir.
Bu soğuk kış günlerinde sevgiyle ısınmaya çalışın diyorum.
Vahdi SARIKAYA
[email protected]