Ülkemiz 2024 Yerel Seçimlerine kilitlendi ve neredeyse seçimle yatıyor seçimle kalkıyor hale geldik.
Bundan önceki yerel seçimlerden bir farkla liderini değiştirerek yeniden halka umut vadeden CHP’inin belediye başkanı ve meclis üyesi aday adaylarındaki başvuru sayısındaki artış çok dikkat çekidir.
Bu umuda destek vermek isteyen, demokrasiye inanan ve özlem duyan insanımızın bir durum tespitidir aslında.
İzmir, yerel belediyecilik konusunda Ankara ve İstanbul’dan farklı yaklaşımlar gösteren, öncelik ve hizmetleri de farklı olan bir ildir.
Bu önceliklerinden ötürü de kabul etmek gerekir ki İzmir’de yaşayan yurttaşlarımızın da haklı olarak farklı beklentileri olmaktadır.
2019’dan beri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının hem parti politikaları ile örtüşmeyen hamleleri, hem de İzmirli seçmenin beklentilerini karşılayamaması sonucu 2024 seçimlerinde CHP, İzmir adayı konusunda çeşitli araştırmalar ile yol alacağını açıklamak zorunda kalmıştır.
Örneğin “yerli tarım politikaları, kuraklığa karşı önlemler ve daha nicelerine ilk Seferihisar’da başladık, tüm İzmir’e yaydık” açıklamaları belki bir takım doğruları ifade etse de Seferihasar’da yaşayan insanların, sayın Soyer’in sözlerine katılıp katılmadığı ile ilgili verecekleri yanıtlarda gizlidir bu başarıların sırrı.
Seferihisar, aslında çok daha sakindi, cittaslow unvanını almadan önce.
Daha az yoğunlukta ve mutlu insanların yaşadığı küçük bir Anadolu kasabası idi Ege’nin Turkuaz kıyılarında.
Sokakta karşılaştıklarında, birbirlerini tanıyıp hal hatır sordukları ve ayaküstü sohbetler ile daha çok, daha huzurlu, yaşadıkları küçük bir kasaba iken, daha çok yoğunlukta, daha çok streste ve belki de daha çok kazanç elde etmesine rağmen, daha az huzurla yaşadığı bir küçük ve çarpık kent oluvermişti birdenbire.
Soyer’in İzmir’i de bu hale getirmesinden korkuyor belki de İzmir’liler.
Bu kısa girişi yaptıktan sonra, yerelde seçimleri kazanmanın ve kazanmakla birlikte başarılı hizmet üretmenin genelde iktidara ulaşmaktaki en önemli anahtar olduğunu bilerek hareket etmek gerekmektedir.
CHP nin yeni lideri de bu ayrımın farkında olduğu için yerel seçimlerde Belediye Başkanı tercihlerinin; parti içerisindeki “değişim” ile ilgili yaklaşımlarından dolayı değil, “belediye başkanının, iline ilçesine katacağı katkı/başarılarının önceliklerinde yer alacağını açıklamıştır”
Bu durumda başarı kıstasları nedir? Ön seçim veya atama ile yapılacak belediye başkan adaylarının başarıları ne ile kıyaslanacaktır?
Örneğin iline ya da ilçesine kazandırdığı yeşil alanlar ile mi?
Alt yapı hizmetlerinde kullandıkları kilometrelerce uzunluğundaki borular ile mi?
Yoksa vatandaşına verdiği çeşitli maddi destekler ile mi?
Bu taleplerin ve beklentilerin önü arkası kesilmez.
Bekleyen de haklı, vadeden de haklı.
Kanun da açık ve sarih.
Dolayısı ile; Belediyeler, belde sakinlerinin mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı, siz seçmenler olan idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir.
Ülkemizde ilk kez 1984 yılında Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere Büyükşehir Belediyeleri kurulmuş, şu an için 30 Büyükşehir, 51 İl Belediyesi, 519 Büyükşehir İlçe Belediyesi, 403 İlçe Belediyesi ve 389 belde belediyesi olmak üzere 1392 belediye vardır.
Fakat asıl konunun yerel belediyecilik hizmetlerinin politik tavırlardan uzak, kendi yöresinin ve yöre insanının ihtiyaçlarının karşılanmasında yerinden yönetimin talep ve beklentilerine yönelik olarak hizmet sunmak olmasıdır.
Her zaman söylediğim ve beklentim olan husus: ilçe belediye başkanlarının 25, Büyükşehir Belediye Başkanlarının 50, devleti yöneten başkanın (umarım parlamenter sisteme en kısa zamanda dönülür, doktrin dışı Türk tipi rejimin garabetinden kurtuluruz) ise yüz yıllık bir projeksiyona sahip vizyoner kişilikleri ile sosyal yönü kuvvetli, halkın içinden halkı için çalışacak kadroları yöneten insanlar olmasıdır.
Popülist yaklaşımlar ile yönetsellik sergileyenlerin aynı popülist yaklaşımlar ile karşı karşıya kaldığında da eleştiri hakkı olmamalı diye de düşünüyorum.
Yani daha anlaşılır bir dil kullanacak olursam, sayın Soyer gerek Seferihisar’da gerekse İzmir’de popülist yaklaşımlar ile tribünlere oynamış, ve “mış” gibi bir yönetsellik sergilemiştir.
Ve belki de kazanılabilecek Mayıs seçimleri bu başarısızlığın içinde kaybedilmiştir.
İzmir’in ülkemizin üçüncü büyük kenti olma özelliğinden daha önemli bir özelliği vardır. O da Mustafa Kemal ATATÜRK’ün devrim ve ilkelerine sahip çıkan Anadolu’nun en güçlü kalesi konumunda olmasıdır.
Bu ilde bu bakış ile yerelde olağan değil, olağan üstü başarılar yakalayıp, tüm ülkeye örnek olarak 2023 Mayıs’ına girmeli ve iktidar yolunda örnek kent olabilmeliydik.
Yani kaybetme lüksümüz olamazdı.
Ama İzmir’i örnek kent yapamadık, başaramadık.
Nedeni çok.
Örneğin İzmir’de yaşanılan sel ve su baskınlarının önlenmesi, önlenebilmesi için konulan hedeflerde ne kadar başarı yakalanmıştır?
Küresel İklim Değişikliği ile önümüzdeki yıllarda bu tip baskınlara karşı kent içinde yeniden yapılanma adına ve İzmir’lilerin genel menfaatlerine yönelik neler yapılmıştır.
Elbette her yurttaşımızın hem yerelden hem de genelden asgari müşterek beklentileri vardır.
Örneğin; kent içi toplu ulaşım, çevre, temizlik, yeşil alan, kent estetiği gibi kanunda verilen görev sorumluluk ve yükümlülükleri tüm kent sathında ne kadar yaygın ve adaletli dağıttık acaba?
Bunlar ana kent için uzar gider…
Bizim kendi yerelimize gelirsek, yanlış hatırlamıyorsam mevcut belediye başkanı dahil 13 kişi Seferihisar Belediye başkanlığı için aday adaylığı başvurusunda bulunmuştur.
Başvuruda bulunan ve birbirlerinden değerli olduğuna inandığım bu aday adaylarımızın çoğunu yakinen tanıyor ve her birinin ilçemize katacağı çok değerli hizmetleri olacağına inanıyorum.
Büyükşehir Belediye Başkanı şayet Seferihisar’dan gitmemiş olsaydı, belki de bir Seferihisarlı olarak kendilerini bu kadar eleştirmezdim. Bu nedenle Sayın Tunç Soyer’in boşalttığı koltuğa oturan Sayın İsmail Yetişkin’in de 5 yıllık başkanlığına kısa bir bakış atmamız gerekmektedir.
Son beş yıllık dönemde özellikle belediyede hizmet üretimi ve yaygınlaştırılması konusunda çok başarılı bir belediyecilik yapıldığı kanaatinde değilim.
Önceki dönemlerde mülkiyeti Seferihisar’lılara ait olan gayrimenkullerin satılarak elde edilen gelir ile yapılan reklam ve tanıtım faaliyetleri sonucu artan talep ile Seferihisar altyapısı bunu taşıyamamış, buna vesile olanlardan da yeterince destek alamamıştır, sayın Yetişkin.
Ayrıca mali açıdan sorunlar yaşayan belediyenin bir önceki dönemde, yüzlerce kez yurt dışı tanıtım ve organizayonlarda rol alan belediye başkanının vizyonu ile örtüşememiştir son beş yıllık Seferihisar belediye başkanının vizyonu.
Artan nüfus, artan trafik, artan sorunlar karşısında verilen hizmetlerde aksamalar yaşanmış, gelen yeni Seferihisarlıların sosyal beklentileri karşılanamamıştır.
Ve aslında bunda sorumluluk başkalarında olsa da, sorunları üstlenmek zorunda bırakılmıştır sayın Yetişkin.
Bütün bunları yaşadık, kazandık ya da kaybettik ve biz bu ilçede birlikte yaşayacak isek şimdi önümüze bakıp nelerde hata yaptık ve bunları en kısa sürede nasıl aşarızı planlayarak hayata geçirmemiz gerekmektedir.
Öncelikli hedefler arasında ilçemize artan taleple orantılı olarak alt yapı sorununu çözülmelidir.
Şehir içi ulaşım, otopark ve yaya trafiğinin düzenlenmesi öncelikli hedefleri olmalıdır.
Seferihisar cittaslow ünvanını almadan daha sakin iken, bu ünvanla birlikte gerçekten sakin ve huzurlu bir kente nasıl dönüştürülürü düşünülmeli ve hayata geçirilmelidir.
Çok uzun bir kıyı bandına sahip olmasına rağmen yüzme sporunda da, toplu sporlarda da belediyenin futbola verdiği destek gibi destekler olmalı, yaz - kış su sporlarının yapılabileceği tesisler açılmalıdır.
Seferihisar, farklı ve rekabet edecek güçte tarım ve hayvancılık ürünlerine sahip çok zengin bir ilçedir. Bu konuda Pazar bulma ve istihdam artışında öncülük etmelidir.
Seferihisar, deniz ve doğası ile turizmde hakettiği bir noktada değildir.
Deniz sporları, doğa sporları ve doğada yaşam ile ilgili olarak belediye çok rahat öncülükler edebilir, destekler sağlayabilir ve bu etkinlikler ile Seferihisar’ı tercih edenler ve edecekler daha huzurlu bir kentte yaşayabilirler.
Ve elbette belediyelerin yükümlülükleri arasında olmasa da ilçemizde eğitim gören öğrenciler ve sağlık hizmeti alan yurttaşlarımızın bu hizmetlerden daha nitelikli olarak faydalanmasına destek vermesi lazım.
Yaklaşan yerel seçimlerde, bizlere iyi kötü hizmet veren tüm belediye başkan ve teşkilatlarını kutluyor, emeklerine sağlık diyorum.
Yeni seçilecek belediye başkanlarımızdan ise yukarıda sıraladığım sorunlara değinmelerinden önce; ilçemizin ve ilimizin birinci derece deprem kuşağında ve aktif faylar üzerinde yer aldığını, ilçemiz için “Afet” seferberliği ilan etmelerini ve “Mahalle Afet Gönüllüleri” oluşturmaları gerektiğini hatırlatıyorum.
Uzun bir kıyı bandı, geniş bir coğrafik alanda yerleşime sahip olan ilçemiz; 6 Şubat depremleri gibi çok merkezli bir felaketle karşı karşıya kaldığında ulaşılması zor bir noktada kalmış olacak, ilçe merkezi için bu varsayım geçerli olmasa bile değişik konumlarda olan site vari alanlarımıza ulaşmak zaman alacaktır.
Bölgemizde ihtiyaç malzemelerinin depolanacağı merkezler kurulmalı, eğitim ve donanımlı ekiplerin sürekli aktif olmaları için tedbirler düşünülmelidir.
Son önerim ise, yine bu deprem ve afetlere yönelik olacaktır. Seferihisar merkezli bir felakete elbette bir süre sonra çok fazla kurtarmacı ve destek unsurları gelecektir. Fakat zaman açısından bize en hızlı ulaşacak Güzelbahçe, Urla, Çeşme, Karaburun, Menderes ve Selçuk ilçeleridir. Bu ilçe belediyeleri ile “Afetlerde İşbirliği Yönergeleri” hazırlanıp, ekipler oluşturulmalı, ortak tatbikatlar planlanmalıdır.
Bu faaliyet ve oluşumlar öncelikle ve özelinde adı geçen ilçelerin ve genelde halkımızın yararına olacaktır.
Seçilecek belediye başkanlarından bu konulara öncelikli el atması umudumla.
Unutmayalım ki “Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur” diye bizi ikaz etmiştir, ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüz.
Tüm adaylarımıza başarılar diliyor, kazananın Seferihisar olmasını ümidediyorum.
Saygı ve sevgiyle kalın.
Vahdi Sarıkaya