Kamuoyuna, kamu idaresine, yerel idareye saygıyla duyururum.
Bu cinayetlerde hepimizin parmak izi var.
Zordur kötü alışkanlıklardan vazgeçmek.
Hele hele bu kötü alışkanlıklardan sizi vazgeçirecek etkin bir gücün olmadığını bilmekle daha da rahat hareket eder o kötü alışkanlıklı insan.
Hemen her olumsuzluk başına geldiğinde avazı çıktığı kadar bağıran insanoğlunun Türk olarak isimlendirileni, bu sürecin öncesinde sadece konuyu seyretmekle kalmaktadır.
Kaba bir tabir ama; öküzün trene baktığı gibi bakmaktadır.
Peki, yasa koyucu ne yapmaktadır? Yukarıdaki cümlenin daha acınaklı ve acımasız halinde davranmaktadır.
Her bir ota, çöpe afedersiniz boka festivaller düzenleyen, açılışlar yapan, güya sosyal hatta acayip sosyal olan, sözde seçerek o koltuklara oturttuğumuz yerel yönetimlerimiz ne yapmaktadır?
Her türlü zımni ilişkiler içeren projelere kol kanat geren, her türlü yozlaştırıcı ve uzaklaştırıcı eylemlerde halay başı olan bu zat-ı muhteremlerimizin acaba kanaat önderi olarak içinde yaşadıkları topluma böyle bir sorumlulukları yok mu?
Biz anladık ki son yıllarda mevcut yasa koyucularımızın böyle bir yasal düzenlemeye gitmelerine hiç mi hiç niyetleri yok.
O zaman ne yapmak gerekiyormuş?
Tabiki kamuoyu baskısı yaratarak soruna kısa, orta ve uzun vadeli çözümlemeler getirmek gerekiyormuş.
Bunun çeşitli yol ve yöntemlerinin olduğunu hepimiz biliyoruz.
Ama sorun bu değil sorun bizim neredeyse son yarım yüzyıldır içinde bulunduğumuz toprakların yurttaşları olarak kendi halimizde yaşamaya çalışmamızdır.
Erk sahibinin tek derdi maddi manevi hazinesinin güçlü tutulmasını sağlayacak sorgusuz, sualsiz biat edecek yurttaşlara sahip olmaktır.
Erk sahibi olmak için muhalif rol üstlenenlerin de tek derdi; patronlarından kalanlar ile beslenmeye devam etmektir…
Çözüm çok basit.
Aile içi şiddet, aile dışı şiddet, taciz vb. her türlü kişisel husumet tek bir şikâyet konusu ile hızlıca mahkemeye taşınmalı ve özellikle cinsiyet ayrımı ve çocuk yaşta kişilere karşı taciz ve baskı sonucunda, mahkemenin vereceği karar tecilsiz bir şekilde ağırlaştırılmış olarak yerine getirilmeli.
Yasa koyuculara, onun il ve ilçe örgütlenmelerine sesleniyorum.
Daha kaç evladımızı böyle hunharca kaybedeceğiz?
Kaç canın daha alınması gerekiyor bu vahşetin önüne geçmeyi engellemek için?
Kendini korumakta güçlük çeken her yurttaşımızın vahşice katledilmesinde hepinizin parmak izi var bunu sakın unutmayın…
Bu vahşet bizim isyanımızla değil, sizin doğru kararlarınız ile son bulacaktır…