Reklam
Reklam

Maraş Katliamı'nın 46.yılı Seferihisar Cem Evi'nde anıldı

Kahramanmaraş´ta, 24 Aralık 1978´de katledilen 111 kişi, 46. yılında Seferihisar’da düzenlenen törenle anıldı.

Yayınlanma: 25 Aralık 2024 - 15:33

Seferihisar Cem Evi’ndeki anma töreninde, katliamda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Maraş Katliamında vefat eden 111 kişinin resimleri olan alanda önünde mum yakıldı. Yaşanan olaylar ile ilgili konuşmacılar tarafından açıklamalar yapıldı.

Seferihisar Cem Evi’ndeki anma töreni programında Yazar Bilsen Başaran ve  Narlıdere Cem Evi Dedesi konuşmacı oldu.

Düzenlenen Törene Narlıdere Cem Evi Dedesi Ali Tekin, Selçuk Cem Evi Dedesi Haydar Yurdakul, Buca Cem Evi Başkanı Hüseyin Gökçe, Eğitim sen, Emekli sen, Ses, Veli der, Ağrırılar derneği, Kent konseyi, Cem Evi yönetim kurulu ve üyeleri katıldı.

Sanatçı Serdar Demir ise anma töreninde türkülerini söyledi.

Maraş katliamıyla ilgili   açıklama  yapan  Seferihisar Cem Evi Başkanı Nevin Koç, “Bugün, 1978 yılında yaşanan ve tarihe kara bir leke olarak geçen, Maraş adının kanlı Maraş olarak değiştiği katliamın yıl dönümü. Örgütlü bir şekilde hayata geçirilen, gerici- faşist güçlerin saldırıları sonucu Maraş’ta kadın, çocuk, genç, yaşlı, hamile, hasta ayrımı yapımaksınız Alevi vatandaşlarımız saldırıya uğradı. Devletin resmi kayıtlarına göre 111 kişi, canlı tanıkların ifadelerine göre ise 500’ün üzerinde insanımız vahşice öldürüldü, yüzlerce insanımız yaralandı, binlercesi evlerinden, yurtlarından koparıldı. Devlet günlerce süren katliamda Alevi vatandaşlarını korumayıp sessiz kaldığı gibi, sıkı yönetim ilan ederek adeta süren insan avına da davetiye çıkardı. 

 

Katliamın en önemli parçalarından birisi Alevi kadınların maruz kaldığı sistematik şidetti. Bir kadının kocasına “Beni sen öldür onların eline bırakma” feryadının adıdır Maraş. Kadınlar etnik kimlikleri ve dini inançları nedenyile sadece öldürülmeyip, cinsel şiddete, tecavüze de maruz kalmışlardır. 

 

Camilerden yapılan anonslarda “Oruç tutmak, namaz kılmakla hacı olunmaz. Bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır. Bütün din kardeşlerimiz; hükûmete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır! Çevremizde bulunan Alevileri ve CHP’li Sünni imansızları temizleyeceğiz!”  denilerek kışkırtılan güruh katliamı gerçekleştirirken, günlerce süren linç sonucunda 559 ev yakıldı, 290’a yakın iş yeri de tahrip edildi.  Bu katliamın hesabı hala sorulmadı. 23 yıl süren davalar sonucunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1-24 yıl arasında hapis cezası aldı ancak yeniden yargılanmalarla, yargıtaydan gelen bozma kararlarıyla, cezalara verilen indirimlerde yargılananlar hafif bir bedel ödeyerek serbest bırakıldı. Bununla da kalmayış Ökkeş Şendiller gibi katliamın sanığı isimler mükafatlandırılarak parlementoya milletvekili olarak sokuldu. AKP iktidarı döneminde sözde alevi açılımı adındaki çalıştaylara bile bu katliam sanıkları davet edilebildi. 

 

Maraş katliamı, daha sonra yaşanan Çorum Malatya,İstanbul Gazi Mahallesi, Madımak,Gar katliamı gibi katliamlarının bir ön hazırlığıydı aslında. Yıllar donra DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in çekmesinden uzun yıllar sakladığı ve katliamdan 28 yıl sonra ortaya çıkan belgeler Maraş Katliamının devletin bilgisi dâhilinde olduğunu ve MİT tarafından planlandığını ortaya koymuştur. Yıllar sonra 12 Eylül darbesinin üst askeri yöneticilerinden birisinin dediği gibi “aslında biz 1978’de darbe yapacaktık ama şartların olgunlaşmasını bekledik” Onların olgunlaşma dediği birçok canın hayatın kaybı  ve ocakların sönmesi ve insanlık tarihine kara bir lekeyle yazılacak olan kan ve göz yaşından başka birşey değildi.12 Eylül faşist darbesinin adım adım örüldüğü katliamlardan biri olarak kabul edilen Maraş’ta Kıbrıs’a iki günde çıkartmayla övünen devlet Kayseri’den askeri gücünü harekete geçirmemiş ,günlerde süren bu vahşet seyredilmiştir.Tıpkı, Çorum’da, Gazi’de ve Madımak’ta seyrettiği gibi.  Alevilerin Kapıların işaretlenmesiyle önceden planlanan bu katliamda yıllarca iç içe yaşadıkları komşularında suç ortaklığı yapması ise toplumda derin bir yarılma yaratmıştır. Katliam, devletin sivil güçleri ve paramiliter grupların işbirliğiyle gerçekleştirilmiş, Aleviler, sol sosyalistler, kürtler halkın büyük bir kısmı hedefe konulmuştur.

Geçen süre boyunca katliamın faillerin bulunmaması  Toplumsal hafızalarımızda hiç kapanmayan bir yara  olarak hala kanamakta. 

 

Bizler bu topraklar da katliamların ve düşmanlığın değil barışı ve özgürce yaşamayı  kendimize rehber edinerek kardeşlik sofralarını kurmaya çabalıyoruz. Bizler aşure gibi herkesin kendi renginde, kendi tadında ortak bir tat var ederek barışı, sevgiyi birlikte yeşertebiliriz. Ancak şunu da kesinlikle biliyoruz ki tarihimizdeki Maraş ve buna benzer katliamlarla yüzleşip, suçluları adalet önüne çıkaramadığımız sürece demokratikleşemeyeceğiz, daha eşitlikçi ve özgür bir ülke olamayacağız. Son günlerde de görüyoruz ki Suriye savaş ile birlikte başta Aleviler olmak üzere ezilen halklar üzerinde yeni Maraş katliamları yaratılmak istenmektedir. Buradan belirtmek isteriz ki, tarih boyunca mazlumların yanında duran ve 72 millete bir nazarda bakmayı ilke edinmiş olan biz Aleviler, halkların özgürlüğünü ve eşitliğini için mücadele ettik ve yine edeceğiz. Bu nedenle Kanlı Maraş’ın yıldönümünde hem yitirdiğimiz canlarımızı unutmadık diyoruz ve hala bu yara kapanmadı ve adalet istiyoruz diye haykırıyoruz. İnsanlığa karşı işlenen suçların zaman aşımı olmaz. Maraş o suçlardan birisidir ve toplumsal hafızalarımızda hiç kapanmayan bir yara olarak buğün hala kanamakta.Bizlerin kardeşleşmesini ve barış içinde yaşama umudumuzu dinamitleyen bu katliamcı zihniyeti birleşik mücadele ve örgütlenmemizle yeneceğimize inanıyorum.Saygılarımla.Katıldığınız için teşekkür ederim“ dedi.