Faralya’nın sessiz denizine doğru inen yollar, 14 Ekim sabahı bambaşka bir enerjiyle doldu.
Maviyle yeşilin arasında, dalgaların ritmine karışan motor sesleri, yalnızca bir otomobil markasının değil; bir yaşam biçiminin, bir estetik anlayışının gelişini haber veriyordu.Maserati, ilk kez dünyada yalnızca bir otelle iş birliği yaparak kendi ruhunu bir mekânda somutlaştırdı: LOV Hotel Faralya.
Bir otomobil markasının bir otelle buluşması sıradan bir sponsorluk değil; bir duygunun, bir felsefenin ve bir estetik çizginin iç içe geçtiği sanatsal bir birliktelikti.Bu özel organizasyon, Maserati Deneyim Günleri & Jazz Günleri adıyla 14–17 Ekim 2025 tarihleri arasında LOV Faralya’da gerçekleşti.
Üç gün boyunca denizin kokusu, cazın tınısı, motorların sesi ve sanatın zarafeti aynı atmosferde buluştu.
Lüks, Sessizlik ve Güç: Maserati Lounge’un DoğuşuEtkinlik, otelin içinde yer alan Maserati Lounge & Bar’ın açılışıyla başladı.
Dünyada ilk kez bir otel bünyesinde konumlanan bu özel alan, markanın DNA’sını yansıtan detaylarla bezenmişti: ahşap yüzeyler, derin lacivert tonlar, minimalist İtalyan çizgiler ve kokusuz çiçeklerle desteklenen sofistike bir sadelik.Misafirler, Genel Müdür Erçin Yalçın’ın el yazısıyla imzalanmış karşılama kartlarını ve özenle hazırlanmış LOV plaj çantalarıyla odalarına geçti.
Her detay, bir deneyim tasarımıydı; çünkü burada hedef yalnızca “konaklama” değil, hatırda kalacak bir duygunun inşasıydı.Sabahları sekizgen alanda yapılan yoga seanslarıyla başlayan gün, öğleden sonra Maserati test sürüşleriyle hız kazandı.
Beş özel Maserati modelinin (üç elektrikli, iki benzinli) Faralya yollarında oluşturduğu konvoy, doğanın içinde teknolojinin zarafetini adeta dans ettirdi.Gün Batımında Caz ve Şarabın RitmiHer akşam gün batımı saatinde, denizle gökyüzünün birleştiği o büyülü an geldiğinde, kayalıklar üzerindeki sahneye caz müziğin zarif sesi hâkim oluyordu.
Su İdil ve konuk sanatçılar, dalgaların sesiyle harmanlanan melodilerle adeta bir açık hava müzesi yarattılar.Su İdil, güçlü sesi ve doğal sahne enerjisiyle misafirleri büyüledi.
Güneşin denize dokunduğu dakikalarda söylediği “Fly Me to the Moon” yorumu, adeta o anın sembolü haline geldi.Müzik, deniz ve ışığın birleştiği bu anlar; sessiz lüksün en saf halini temsil ediyordu.
Şarap ve peynir tadımları, Moët ve Hennessy imzalı şampanya-çilek eşleşmeleriyle devam etti.
18.28’de başlayan bu ritüel, güneşin ufka değdiği anda izleyicilerin hafızasında bir simgeye dönüştü.Gecenin ilerleyen saatlerinde sahne, DJ Mirkan’ın enerjik ama zarif performanslarıyla yeniden canlandı.
Mirkan, Maserati’nin dinamizmini elektronik müzikle buluşturarak Lounge alanında unutulmaz bir atmosfer yarattı.
Ritimler, Maserati motorlarının sesiyle adeta senkronizeydi.
Lüksün gürültüsüz ama hissedilen haliydi bu: sade, derin, tutkulu.Sanatın ve Estetiğin Buluşma Noktası: Üstat Devrim Erbil ve Grup Sanat GalerisiEtkinliğin ikinci günü, Türk resim sanatının yaşayan efsanelerinden Üstat Devrim Erbil’in katılımıyla sanatın da merkeze alındığı bir **“workshop günü”**ydü.
1937 doğumlu Devrim Erbil, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olduktan sonra Türk resmine yeni bir dil kazandırmış bir isimdir.
Soyut ve ritmik kompozisyonlarıyla İstanbul’un kuşbakışı siluetlerini, doğanın hareketini ve şehrin enerjisini renklerle yeniden yorumlaması, onu modern sanatın öncüleri arasına taşımıştır.
Eserlerinde çizgiyi bir duygu aracı olarak kullanır; bu yönüyle tabloları bir “görsel şiir” gibidir.LOV Faralya’daki atölye çalışmasında, Erbil misafirlere yalnızca fırça değil, bakış açısı kazandırdı.
Katılımcılar onun rehberliğinde, Maserati’nin zarafetini ve Faralya’nın doğasını aynı tuvale taşıdılar.
Ortaya çıkan eserler, hem sanatın hem deneyimin bir parçasıydı.Bu etkinliğin en değerli sanatsal destekçilerinden biri de Grup Sanat Galerisi ve kurucusu Hakan Metin oldu.
Hakan Metin’in çağdaş sanat vizyonu, estetik duyarlılığı ve yıllardır Türkiye’nin önde gelen sanatçılarını izleyiciyle buluşturma misyonu, LOV Faralya’daki bu özel buluşmanın ruhunu derinleştirdi.Grup Sanat Galerisi, sezon boyunca LOV Faralya’da çok sayıda seçkin ressamı ve misafiri aynı atmosferde bir araya getirerek otelin sanatla bütünleşen kimliğine güçlü bir katkı sundu.
Faralya’nın doğasında sanatın ritmini yaşatan bu iş birliği, Maserati Deneyim Günleri’nin sanatsal temeline ilham verdi.LOV Faralya olarak, Türk sanatına büyük değer katan Grup Sanat Galerisi’ne ve Hakan Metin’e içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Onların zarif katkıları, bu etkinliği yalnızca bir organizasyon değil; sanat, zarafet ve duygunun buluştuğu bir deneyim haline getirdi.Gastronomide Sanat ve DengeHer akşam gerçekleştirilen gala yemekleri, Şef Zeki Usta ve ekibinin elinden çıkan özel set menülerle gastronominin sınırlarını aştı.
Denizle yüz yüze, “U” düzeninde kurulan masalarda; beyaz çiçekler, Maserati logolu masa detayları ve kristal kadehler, zarafetle sadeleşmiş bir ihtişamı temsil etti.
Menülerde Akdeniz dokunuşlarıyla İtalyan mutfağının inceliği harmanlandı.
Tat ve estetik dengesi, Maserati ruhuna uygun bir zarafetle sunuldu.
Finalde Türkiye Pasta Şampiyonu tarafından hazırlanan özel Maserati pastası kesildiğinde, lüks artık bir obje değil; paylaşılan bir hikâyeydi.Basın, Influencerlar ve Markalar Arası Sofistike Bir HarmoniBu etkinliğin ardında yalnızca otomobil tutkunları değil, moda, sanat, gastronomi ve medya dünyasından özel isimler vardı.
Doğan Kabak, Şirin Sever, Mehmet Üstündağ, Volkan Demirkuşak gibi isimler hem deneyimledi hem de bu hikâyeyi Türkiye’ye taşıdı.Sponsor markalar — Moët, Bottega, Monin, Illy, Fiolas, Rebul, Brown Forman, Kavaklıdere, San Benedetto — her biri kendi alanında seçkin birer dokunuşla bütünlüğü tamamladı.
Özellikle Monin ve Illy ekiplerinin titiz çalışmaları, etkinlik boyunca sağladıkları eşsiz lezzet deneyimleriyle Maserati Deneyim Günleri’nin kusursuz atmosferine büyük katkı sağladı.Basın çekimleri Feyzi Dijital tarafından yürütüldü.
Otelin her köşesi bir kareye, her anı bir hikâyeye dönüştü.
LOV Faralya’nın mavi tonlarına karşı Maserati’nin metalik gri çizgileri, modernliğin ve doğanın kusursuz dengesini yakaladı.Bir Takımın Gücü: LOV FARALYA EKİBİ (Eksiksiz Liste)Bu organizasyonun gerçek kahramanları, LOV Faralya ekibiydi.
Her biri, disipliniyle ve profesyonelliğiyle lüksün görünmeyen yüzünü yarattı.
Üç gün süren bu kusursuz deneyimin arkasında, ortak bir vizyonla hareket eden güçlü bir kadro vardı:
Metin Yakar, piyanoda Ayhan ve solist Didem Hanım eşliğinde sahneye çıkarak unutulmaz bir performans sundu.
Bu final, Maserati ruhunu, caz ve klasik armoniyi birleştirerek tüm misafirlere görsel ve duygusal bir deneyim olarak aktardı.Lüksün Yeni Tanımı: Sessizlik, Doğa ve RuhÜç gün boyunca LOV Faralya, yalnızca bir otel değil; bir yaşam galerisine dönüştü.
Güç, estetik ve zarafetin birleştiği bu iş birliği, Türkiye’nin turizm sahnesine yeni bir sayfa ekledi.
Maserati, artık yalnızca yolların değil; duyguların markasıydı.
Maviyle yeşilin arasında, dalgaların ritmine karışan motor sesleri, yalnızca bir otomobil markasının değil; bir yaşam biçiminin, bir estetik anlayışının gelişini haber veriyordu.Maserati, ilk kez dünyada yalnızca bir otelle iş birliği yaparak kendi ruhunu bir mekânda somutlaştırdı: LOV Hotel Faralya.
Bir otomobil markasının bir otelle buluşması sıradan bir sponsorluk değil; bir duygunun, bir felsefenin ve bir estetik çizginin iç içe geçtiği sanatsal bir birliktelikti.Bu özel organizasyon, Maserati Deneyim Günleri & Jazz Günleri adıyla 14–17 Ekim 2025 tarihleri arasında LOV Faralya’da gerçekleşti.
Üç gün boyunca denizin kokusu, cazın tınısı, motorların sesi ve sanatın zarafeti aynı atmosferde buluştu.
Lüks, Sessizlik ve Güç: Maserati Lounge’un DoğuşuEtkinlik, otelin içinde yer alan Maserati Lounge & Bar’ın açılışıyla başladı.Dünyada ilk kez bir otel bünyesinde konumlanan bu özel alan, markanın DNA’sını yansıtan detaylarla bezenmişti: ahşap yüzeyler, derin lacivert tonlar, minimalist İtalyan çizgiler ve kokusuz çiçeklerle desteklenen sofistike bir sadelik.Misafirler, Genel Müdür Erçin Yalçın’ın el yazısıyla imzalanmış karşılama kartlarını ve özenle hazırlanmış LOV plaj çantalarıyla odalarına geçti.
Her detay, bir deneyim tasarımıydı; çünkü burada hedef yalnızca “konaklama” değil, hatırda kalacak bir duygunun inşasıydı.Sabahları sekizgen alanda yapılan yoga seanslarıyla başlayan gün, öğleden sonra Maserati test sürüşleriyle hız kazandı.
Beş özel Maserati modelinin (üç elektrikli, iki benzinli) Faralya yollarında oluşturduğu konvoy, doğanın içinde teknolojinin zarafetini adeta dans ettirdi.Gün Batımında Caz ve Şarabın RitmiHer akşam gün batımı saatinde, denizle gökyüzünün birleştiği o büyülü an geldiğinde, kayalıklar üzerindeki sahneye caz müziğin zarif sesi hâkim oluyordu.
Su İdil ve konuk sanatçılar, dalgaların sesiyle harmanlanan melodilerle adeta bir açık hava müzesi yarattılar.Su İdil, güçlü sesi ve doğal sahne enerjisiyle misafirleri büyüledi.
Güneşin denize dokunduğu dakikalarda söylediği “Fly Me to the Moon” yorumu, adeta o anın sembolü haline geldi.Müzik, deniz ve ışığın birleştiği bu anlar; sessiz lüksün en saf halini temsil ediyordu.
Şarap ve peynir tadımları, Moët ve Hennessy imzalı şampanya-çilek eşleşmeleriyle devam etti.
18.28’de başlayan bu ritüel, güneşin ufka değdiği anda izleyicilerin hafızasında bir simgeye dönüştü.Gecenin ilerleyen saatlerinde sahne, DJ Mirkan’ın enerjik ama zarif performanslarıyla yeniden canlandı.
Mirkan, Maserati’nin dinamizmini elektronik müzikle buluşturarak Lounge alanında unutulmaz bir atmosfer yarattı.
Ritimler, Maserati motorlarının sesiyle adeta senkronizeydi.
Lüksün gürültüsüz ama hissedilen haliydi bu: sade, derin, tutkulu.Sanatın ve Estetiğin Buluşma Noktası: Üstat Devrim Erbil ve Grup Sanat GalerisiEtkinliğin ikinci günü, Türk resim sanatının yaşayan efsanelerinden Üstat Devrim Erbil’in katılımıyla sanatın da merkeze alındığı bir **“workshop günü”**ydü.
1937 doğumlu Devrim Erbil, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olduktan sonra Türk resmine yeni bir dil kazandırmış bir isimdir.
Soyut ve ritmik kompozisyonlarıyla İstanbul’un kuşbakışı siluetlerini, doğanın hareketini ve şehrin enerjisini renklerle yeniden yorumlaması, onu modern sanatın öncüleri arasına taşımıştır.
Eserlerinde çizgiyi bir duygu aracı olarak kullanır; bu yönüyle tabloları bir “görsel şiir” gibidir.LOV Faralya’daki atölye çalışmasında, Erbil misafirlere yalnızca fırça değil, bakış açısı kazandırdı.
Katılımcılar onun rehberliğinde, Maserati’nin zarafetini ve Faralya’nın doğasını aynı tuvale taşıdılar.
Ortaya çıkan eserler, hem sanatın hem deneyimin bir parçasıydı.Bu etkinliğin en değerli sanatsal destekçilerinden biri de Grup Sanat Galerisi ve kurucusu Hakan Metin oldu.
Hakan Metin’in çağdaş sanat vizyonu, estetik duyarlılığı ve yıllardır Türkiye’nin önde gelen sanatçılarını izleyiciyle buluşturma misyonu, LOV Faralya’daki bu özel buluşmanın ruhunu derinleştirdi.Grup Sanat Galerisi, sezon boyunca LOV Faralya’da çok sayıda seçkin ressamı ve misafiri aynı atmosferde bir araya getirerek otelin sanatla bütünleşen kimliğine güçlü bir katkı sundu.
Faralya’nın doğasında sanatın ritmini yaşatan bu iş birliği, Maserati Deneyim Günleri’nin sanatsal temeline ilham verdi.LOV Faralya olarak, Türk sanatına büyük değer katan Grup Sanat Galerisi’ne ve Hakan Metin’e içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Onların zarif katkıları, bu etkinliği yalnızca bir organizasyon değil; sanat, zarafet ve duygunun buluştuğu bir deneyim haline getirdi.Gastronomide Sanat ve DengeHer akşam gerçekleştirilen gala yemekleri, Şef Zeki Usta ve ekibinin elinden çıkan özel set menülerle gastronominin sınırlarını aştı.
Denizle yüz yüze, “U” düzeninde kurulan masalarda; beyaz çiçekler, Maserati logolu masa detayları ve kristal kadehler, zarafetle sadeleşmiş bir ihtişamı temsil etti.
Menülerde Akdeniz dokunuşlarıyla İtalyan mutfağının inceliği harmanlandı.
Tat ve estetik dengesi, Maserati ruhuna uygun bir zarafetle sunuldu.
Finalde Türkiye Pasta Şampiyonu tarafından hazırlanan özel Maserati pastası kesildiğinde, lüks artık bir obje değil; paylaşılan bir hikâyeydi.Basın, Influencerlar ve Markalar Arası Sofistike Bir HarmoniBu etkinliğin ardında yalnızca otomobil tutkunları değil, moda, sanat, gastronomi ve medya dünyasından özel isimler vardı.
Doğan Kabak, Şirin Sever, Mehmet Üstündağ, Volkan Demirkuşak gibi isimler hem deneyimledi hem de bu hikâyeyi Türkiye’ye taşıdı.Sponsor markalar — Moët, Bottega, Monin, Illy, Fiolas, Rebul, Brown Forman, Kavaklıdere, San Benedetto — her biri kendi alanında seçkin birer dokunuşla bütünlüğü tamamladı.
Özellikle Monin ve Illy ekiplerinin titiz çalışmaları, etkinlik boyunca sağladıkları eşsiz lezzet deneyimleriyle Maserati Deneyim Günleri’nin kusursuz atmosferine büyük katkı sağladı.Basın çekimleri Feyzi Dijital tarafından yürütüldü.
Otelin her köşesi bir kareye, her anı bir hikâyeye dönüştü.
LOV Faralya’nın mavi tonlarına karşı Maserati’nin metalik gri çizgileri, modernliğin ve doğanın kusursuz dengesini yakaladı.Bir Takımın Gücü: LOV FARALYA EKİBİ (Eksiksiz Liste)Bu organizasyonun gerçek kahramanları, LOV Faralya ekibiydi.
Her biri, disipliniyle ve profesyonelliğiyle lüksün görünmeyen yüzünü yarattı.
Üç gün süren bu kusursuz deneyimin arkasında, ortak bir vizyonla hareket eden güçlü bir kadro vardı:
- Kat Hizmetleri Müdüresi: Gülnur Hanım
- İnsan Kaynakları Müdüresi: Melis Hanım
- Satınalma Müdüresi: Aslı Hanım
- Mutfak Şefi: Zeki Usta ve ekibi
- F&B Müdürü: Özgür Bey
- Yoga Eğitmeni: Didem Hanım
- Güvenlik Müdürü: Seral Bey ve ekibi
- Operasyon Destek Sorumlusu: Emre Ekiz
- Ön Büro Müdürü: Devlet Bey
- Misafir İlişkileri Müdüresi: Mersedeh
- Bahçe & Peyzaj Şefi: Emre
- Satınalma Ekibinden: Deniz Bey
- Depo Sorumlusu: Mümin Bey
- Muhasebe Müdürü: Tuncay Bey
- Teknik Müdür: Mustafa Usta ve ekibi
- Maserati Araç Koordinasyon Sorumlusu: Barışcan Ekiz
- Servis Ekibi ve F&B Personeli
- Babacar ve HK Ekibi
Metin Yakar, piyanoda Ayhan ve solist Didem Hanım eşliğinde sahneye çıkarak unutulmaz bir performans sundu.
Bu final, Maserati ruhunu, caz ve klasik armoniyi birleştirerek tüm misafirlere görsel ve duygusal bir deneyim olarak aktardı.Lüksün Yeni Tanımı: Sessizlik, Doğa ve RuhÜç gün boyunca LOV Faralya, yalnızca bir otel değil; bir yaşam galerisine dönüştü.
Güç, estetik ve zarafetin birleştiği bu iş birliği, Türkiye’nin turizm sahnesine yeni bir sayfa ekledi.
Maserati, artık yalnızca yolların değil; duyguların markasıydı.









