İzmir’in sokakları beş gündür çöp dağlarıyla mücadele ediyor. Giderek büyüyen bu görüntü kirliliği, sadece bir belediye meselesi değil; aynı zamanda vatandaşın sağlığını, yaşam kalitesini ve şehir aidiyetini tehdit eden ciddi bir toplumsal problem hâline geldi.Evet, sendikal hak arayışları anayasal bir haktır. Ancak hak ararken halkın mağduriyetini görmezden gelmek doğru değildir. Şu an İzmir’de olan tam olarak budur. Sokaklar kokudan geçilmiyor, çöpler çürümeye yüz tutmuş, çocuklar oyun oynayacak temiz bir alan bulamıyor.Bu noktada sormak gerekiyor: Kim mağdur? Belediye çalışanları mı, yoksa vatandaş mı?Benim cevabım net: Bu şehirde esas mağdur olan halktır.Çünkü:
• Bir anne, çocuğunu parka götürürken yere serilmiş çöplerin içinden geçmek zorunda kalmamalı.
• Bir yaşlı, sabah yürüyüşünü evinin önündeki çöp yığını nedeniyle iptal etmemeli.
• Bir esnaf, müşteri kaygısıyla dükkânının önündeki kokuya tek başına çözüm aramamalı.İzmir’i Seven İzmir’i Çöpe Terk EtmezBütün bunlara rağmen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın çabaları, takdiri hak ediyor. Süreci yönetme biçimi, provokasyonlara karşı dik duruşu ve ilçe belediyeleriyle gönüllülük esasına dayalı iş birliği sayesinde temizlik çalışmaları yeniden ivme kazandı. Dün akşamdan itibaren ilçe belediyelerinden gelen destek ekipleri, temizlik mesaisini hızlandırdı.Bunlar küçük ama önemli detaylardır. Çünkü asıl sorumluluk duygusu burada başlar: Bir sorun varsa, onun çözümüne katkı sunmak yerine bu durumu fırsata çevirmek ne sendikacılıktır ne de şehir sevgisidir.100 Bin TL Maaşla Bile Tatmin Olmayan ZihniyetBugün maaşları artırılsa, bu tarz eylemlerin sona ereceği garanti değil. Çünkü mesele artık ekonomik değil, ideolojik bir çatışma noktasına sürüklenmiş durumda. Bir kısım kişi veya grup, bu süreci kullanarak belediye yönetimini yıpratma ve halkın algısını yönlendirme çabasına girmiştir.Çalışmak yerine protesto ederek kamuoyunu yönlendirmeye çalışan bu yapı, aslında kendi kurumunu da zayıflatıyor. Birilerinin kızı üzerinden kurulan pazarlıklar ya da siyasi hesaplar halkın vicdanında hiçbir karşılık bulmaz.Eleştirmek Kolay, Elini Taşın Altına Koymak ZorBugün sosyal medyada paylaşım yaparak, sokağa çıkıp slogan atarak değil; eline süpürge alıp çöpleri toplamaya gönüllü olan insanlar sayesinde İzmir yeniden nefes alıyor. İzmir’i sevmek sadece afişlerde yazmakla değil, gerektiğinde o şehre sahip çıkmakla mümkündür.Bu şehir bizim. Temiz kalmasını isteyen herkesin aynı masa etrafında buluşması gerekiyor. Bu bir siyasi mesele değil; şehir kültürü, yaşam hakkı ve kamu sorumluluğu meselesidir.Ve unutmayalım:
“Vatanı sevmek, sadece ülkenin sınırlarını değil; sokaklarını, halkını ve kurumlarını da korumaktır.”
• Bir anne, çocuğunu parka götürürken yere serilmiş çöplerin içinden geçmek zorunda kalmamalı.
• Bir yaşlı, sabah yürüyüşünü evinin önündeki çöp yığını nedeniyle iptal etmemeli.
• Bir esnaf, müşteri kaygısıyla dükkânının önündeki kokuya tek başına çözüm aramamalı.İzmir’i Seven İzmir’i Çöpe Terk EtmezBütün bunlara rağmen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın çabaları, takdiri hak ediyor. Süreci yönetme biçimi, provokasyonlara karşı dik duruşu ve ilçe belediyeleriyle gönüllülük esasına dayalı iş birliği sayesinde temizlik çalışmaları yeniden ivme kazandı. Dün akşamdan itibaren ilçe belediyelerinden gelen destek ekipleri, temizlik mesaisini hızlandırdı.Bunlar küçük ama önemli detaylardır. Çünkü asıl sorumluluk duygusu burada başlar: Bir sorun varsa, onun çözümüne katkı sunmak yerine bu durumu fırsata çevirmek ne sendikacılıktır ne de şehir sevgisidir.100 Bin TL Maaşla Bile Tatmin Olmayan ZihniyetBugün maaşları artırılsa, bu tarz eylemlerin sona ereceği garanti değil. Çünkü mesele artık ekonomik değil, ideolojik bir çatışma noktasına sürüklenmiş durumda. Bir kısım kişi veya grup, bu süreci kullanarak belediye yönetimini yıpratma ve halkın algısını yönlendirme çabasına girmiştir.Çalışmak yerine protesto ederek kamuoyunu yönlendirmeye çalışan bu yapı, aslında kendi kurumunu da zayıflatıyor. Birilerinin kızı üzerinden kurulan pazarlıklar ya da siyasi hesaplar halkın vicdanında hiçbir karşılık bulmaz.Eleştirmek Kolay, Elini Taşın Altına Koymak ZorBugün sosyal medyada paylaşım yaparak, sokağa çıkıp slogan atarak değil; eline süpürge alıp çöpleri toplamaya gönüllü olan insanlar sayesinde İzmir yeniden nefes alıyor. İzmir’i sevmek sadece afişlerde yazmakla değil, gerektiğinde o şehre sahip çıkmakla mümkündür.Bu şehir bizim. Temiz kalmasını isteyen herkesin aynı masa etrafında buluşması gerekiyor. Bu bir siyasi mesele değil; şehir kültürü, yaşam hakkı ve kamu sorumluluğu meselesidir.Ve unutmayalım:
“Vatanı sevmek, sadece ülkenin sınırlarını değil; sokaklarını, halkını ve kurumlarını da korumaktır.”
Izmir böyle gelmis böyle gider millet bir sey bilmedigi icin yani kara cahil sahte diplomalı alan memnun satan memnun güzel nedir bilmez cahil nedir bilmez tek bildigi para nereden olursa olsun