Bazen hayatta bir yola çıkarsınız ama yol sizi bambaşka bir yere götürür. Ali Bey’in hikâyesi de tam böyle işte. Aslında mühendis olmak istiyormuş. Küçüklüğünden beri hep o hayali kurmuş. Fakat eğitim hayatı çok da keyifli geçmemiş, istediği gibi olmamış. Kendisi de hâlâ nasıl oldu da bu yola saptı, bazen şaşkınlıkla anlatıyor. Ama işin ilginç yanı, çocukluğundan beri insanlara dokunarak onlara iyi geldiğini hissetmesi. Annesinden de gelen bir şifacılık yeteneği varmış zaten.Tabii, olay eğitimle bitmiyor. Ali Bey meslek hayatına atılınca, hastalarından aldığı güzel geri bildirimler onu bu işe daha çok bağlamış. "Doğru yerdeyim" demesine sebep olmuş. Üstelik sadece mesleğine güvenmekle kalmamış; sürekli eğitimler alarak kendini geliştirmeye devam etmiş.Ben de bir arkadaşımın tavsiyesiyle tanıştım Ali Bey’le. Aslında biraz mecburiyetten gittim; uzun zamandır yaşadığım bir siyatik ağrım vardı. İlk seans sonunda, "memnun kaldım" demek yetersiz kalır. Ağrılarımı o kadar rahatlatmıştı ki anlatamam.Bir de sadece fiziksel değil, ruhen de çok iyi hissettirmişti. Sohbeti, yaklaşımı, çalışanlarının güler yüzü, ortamın samimiyeti... Hepsi insanı rahatlatıyor. Şunu net söyleyebilirim: Oraya sadece tedavi olmaya gitmiyorsunuz, gerçekten şifalanıyorsunuz.Bu arada, Ali Bey’in ellerinde gerçekten farklı bir enerji var. Şifacılık diye bir şey var mı bilmiyorum, ama onun elleri dokunduğu yeri iyileştiriyor. Bunu bir tek ben hissetmedim; onunla konuşan herkes aşağı yukarı aynı şeyleri anlatıyor.Bir başka ilginç özelliği daha var: İnsanların çevresindeki renkleri, yani aurayı görebiliyormuş. Ben böyle şeylere çok hâkim değilim açıkçası. Çakra çalışmalarıyla bazı şeyler tespit edilebiliyormuş ama Ali Bey bunu doğrudan hissedebiliyor. Gerçekten çok farklı bir yetenek.Kendi yaşadığım bir şeyi de anlatayım: Seans sırasında, vücudumda sorun olan yerleri elleriyle buldu. Oysa ben ona hiçbir şey anlatmamıştım! Bir yere dokunduğunda, sorunu dile getirmesi çok şaşırttı. İnanılmaz bir deneyimdi. Belki kalp gözü açık, belki de çok güçlü bir sezgi yeteneği var; bilemiyorum ama elleriyle vücudun hikâyesini okuyor sanki.Bir seansında bana anlattığı bir olay da çok etkileyiciydi: Bir hastasının muayenesi sırasında, onun kendini duygusal olarak kapattığını hissetmiş. Ve ona "kendinizi tam olarak teslim etmiyorsunuz" dediğinde, hasta yıllar önce yaşadığı büyük bir hayal kırıklığından dolayı insanlara güvenmeyi bıraktığını anlatmış. Bu tür ince duyguları hissedebilmesi, gerçekten büyük bir özellik.Çocukken de, sadece amcası Ali İhsan Bey’e masaj yapmasına izin verildiğini anlatmıştı. Amcası, onun ellerinden gelen sıcağı hissedermiş ve şifa bulduğunu söylerdi. Yani aslında, Ali Bey’in yolculuğu ta o günlerde başlamış.Bugün geldiği noktada, sadece bilgisini kullanan bir fizyoterapist değil. Aynı zamanda ruhu da işe katıyor. Hastalarına sadece fiziksel değil, duygusal destek de veriyor.Teşekkür ve TavsiyeBuradan Ali Bey’e yürekten teşekkür etmek istiyorum. Sadece bedenimi değil, ruhumu da iyileştirdiği için...Eğer siz de hem bilgisine hem de kalbine güvenebileceğiniz bir uzmana ihtiyaç duyarsanız, hiç düşünmeden Ali Bey’i tercih edebilirsiniz. Seferihisar İzmir Fizyoyaşam Merkezi ağrılarınız için önereceğin bir sağlık kurumu. İyi ki yollarımız kesişmiş. Sağlıkla kalın dostlar…
YEREL
Yayınlanma: 06 Mayıs 2025 - 10:09
Hayal Mühendislikti, Kader Şifayı Seçti
Aysun Karayazgan yazdı: "Hayal Mühendislikti, Kader Şifayı Seçti"
YEREL
06 Mayıs 2025 - 10:09