13 Şubat’dan 14 Şubat sevgililer gününe dönen günün gecesinde karabasan diye adlandırılan bir rüyadan uyandım, çığlık çığlığa, kan ter içinde. Ben bir uçan ülkenin vatandaşıymışım. Ülke uçuyormuş, yani uçan daireden bir ülkeymiş.
Millet sevgililer gününde romantizmin etkisinde güzel bir gün planlarken, ben bütün gün gördüğüm rüyanın etkisi ile sarhoşlar gibi dolaştım.
Gördüğüm rüyayı sizler ile paylaşmak istiyorum.
“kişi tekrar, tekraren aynı koltukta oturmak istiyormuş. Önce bunun için yasal düzenlemeler hazırlanacakmış. Yani öncelik seçim değil yasal düzenlemeyi yaparak şimdilik dünya devletlerine karşı biz hukuk devletiyiz mesajını vermek istiyormuş.
Ümit ÖZDAĞ’ın tutuklanmasının da sebebi tam olarak da buymuş. Çünkü planını ifşa ediyormuş hoca.
DEM ile halvete girmek, 50.000 insanın katilinden medet ummak da bunun içinmiş ve bunu da 85 milyonun 70 milyonu bilmiyormuş. Bilenlerin de gücü artık yetmiyor, sesi soluğu çıkmıyor, sesi çıkanların sesi kesiliyor bu durumu gören sarı öküz bile ağlıyormuş.
Ülkede yapılan en son hukuki seçimlerin zoraki galibi CHP, yine yapacağını yapıyormuş.
Öncelik sıralamasını karıştırıp, iktidara koltuk değnekliğini kaptırmamak için yarışıp yarışıp duruyorlarmış ama ortada henüz ne yarışma varmış ne de yarışmacılar.
Halkın önceliği ise; Ekonomi, Adalet, Huzur, Güven, İş, Sağlık, Eğitim, Üretimmiş. Ama halkın sorunlarını gerçekten çözecek kadrolar artık yokmuş.
İktidarın önceliği, Allahın bahşedeceği ömür için, ömür boyunca güce sahip olmak, bunun için de ölümsüzlük iksiri ile birlikte iktidarda kalma iksirini de bulmakmış. Ülke genelinde arama konferansları düzenleyecekmiş.
Düşüncesini açıklayan herkese soruşturma tehdidi ile gözdağı, hatta tutuklamak, haklı hak arama eylemlerinde joplayarak, gazlayarak istibdat dönemini aratmayacak yaklaşımlar sergileniyormuş.
Mısır’da firavunlar döneminde bile devlet hiç bu kadar özgürlükçü devlet olmamışmış.
Ana muhalefetin önceliği ise; seçim takvimi açıklanmadan, anayasa nasıl değişecek? neden değiştirilecek? anlamadan, anlaşılmadan ilk cb adayını ben açıklayayım da ilk sıraya ben oturayım telaşındaymış.
Kahpe bizansdan kalma Bizans oyunlarının içinde Akdeniz’in sıcak, Egenin mistik, Karadeniz’in dalgalı sularında her nereden çıktığı anlaşılmayan babalar, ağalar, hocalar ile kol kola dans edercesine, bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete nakaratları eşliğinde sırtüstü yüzüyorlarmış.
Bunları gerçek anlamda Cumhuriyetin kuruluş ve kurtuluş ilkeleri ışığında Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yolunda anlatan, açıklayan, savunanlar ise; Silivri’den İmralı’ya naklediliyorlarmış.
ABD nin 50 yıldır uyguladığı plan şıkır şıkır işliyormuş.
Sonunda istenilen Anayasa değişikliği olacakmış ve ülke seçmenin %25’i reislerini son nefesine kadar iktidar koltuğunda oturtacak, sonrası da abdallara malum olacakmış.
Artık kediler bile trafolara yaklaşmıyorlarmış.
Sonra ABD oyun içinde oyunlar ile Irak, Suriye, İsrail’den karadan, Yunanistan ve Kıbrıs’dan havadan. Akdeniz ve Ege’den denizden saldırarak 3 ncü günde açlıktan nefesi kokan 100 milyonluk ülkenin sefalet içerisinde ki 85 milyonunu kurtarma, özgürleştirme bahanesi ile ordusunu teslim bile alma gereği duymadan başlarına çuvalı geçirecekmiş.
Yeni hedef; tıpkı Trump’ın ülkesi gibi Federal bir ülke olmakmış, bunu da Trump bizzat istiyormuş.
Ümit ÖZDAĞ gibi vatanseverler yeniden diriliş, yeniden kurtuluş için Şu Çılgın Türkleri örgütlemeye çalışırken kan ter içinde uyandım, rüya mıydı kabus muydu anlayamadım.
Cam’da kapalıydı, üzerim de örtülüydü.
Hayırlara vesile olması dileğim ile.
Vahdi SARIKAYA