Merhaba sevgili dostlar. Oluşum Haber sitesindeki bu ilk yazım, talihin bir cilvesi olarak Fetullah Gülen’in ölüm günlerine denk geldi. Ateşi bol olsun diyelim ve konuya geçelim... Bundan yaklaşık 14 yıl önce o dönem yazdığım haber sitesindeki bir makalemde Feto için ‘Salya sümük ağlamaktan başka bir marifeti olmayan Amerikan uşağı şerefsiz’ ifadelerini kullanmış, ilçedeki Fethullahçıların gazabına uğradıktan sonra bir sabaha karşı 4 civarı evden alınacağımı düşünerek valizimi de hazırlamış, ardından da açılan hakaret davasından F. K. ile beraber 3 ‘er ay hapis cezası almıştık. (Bu ceza benim için bir onurdur.) Malumunuz üzere o yıllar Ergenekon tutuklamalarının dalga dalga geldiği, birçok yurtseveri yuttuğu yıllardı. Neyse ki sicilimiz temiz olduğu için ceza ertelenmiş ve içeri girmekten kurtulmuştuk. Yazımda hakaret unsuru olduğu doğrudur ancak, gün oldu, devran döndü ve bana hakaret davası açanlar, Feto’ya hakaretlerinde beni çok daha gerilerde bıraktılar. Esasen Atatürk’ü anlamaya biraz gayret gösteren herkesin kolayca tahmin edebileceği bir şeydi bu olanlar. Çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk bundan yaklaşık 100 yıl önce bu olanları tahmin etmiş ve söylemişti. Unutmayalım ki Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yaşamını yitirdikten sonra bile hala yenilemeyen dünyadaki tek liderdir. Onunla savaşan herkes her zaman kaybetti ve kaybetmeye mahkûmdur. Bu böyle biline. Onu kimse aldatamadı… Ancak benim hala yanıtını alamadığım, bence en önemli soru, ‘NEDEN O GÜN ASKERE KIŞLADAN ÇIKMAMA EMRİ VERİLMEDİ?’ Öyle ya, darbenin gece 3 de olacağı öğrenilmiş ve bu bilginin duyulduğunun öğrenilmesi üzerine o akşam darbe saati 9’a çekilmiş ve Boğaz köprüsüne tank götürülerek oynanan o garip oyun sergilenmişti. Şayet böyle bir emir verilmiş olsaydı bu emre itaat etmeyip sokağa çıkan her asker derhal kıskıvrak tutuklanır ve o 248 can yitirilmemiş olurdu. Her neyse yüce hükümetimiz efendimizin elbet bir bildiği vardır diyelim ve uzun yıllara dayanan çıkar birliğinin sonunda ortaya çıkan bu paylaşım savaşını, kendi ordusunu yenerek bir başarı hikayesi yazan AKP hükümetini Cumhuriyet tarihinin bu kara lekesiyle baş başa bırakalım. Siyaset bana göre omurga meselesidir. Siyasette söylemleriniz asla değişmemeli. Aksi taktirde inandırıcılığınızı kaybeder, bir garip başkalaşıma uğramış bir şeye dönüşürsünüz. Sayın Bahçeli değil miydi dün miting meydanlarında ip fırlatıp idam çığırtkanlığı yapan? Şimdi Cumhur ittifakının halktaki karşılığını kaybettiğini, kendi imkanlarıyla %50’ yi asla alamayacaklarını gördüğü için Kürt seçmenini oyunu alabilmek için Apo’yu meclise çağırıp konuşturmak nedir Allah aşkına? Kürt seçmenle terör örgütünü bir görmek nedir? Bu, Kürt halkına terörist demek değil midir? Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Nasıl bir siyasi hırstır? Nasıl bir ilkesizliktir? Lütfen birazcık ilke, birazcık omurga. Samimi söylüyorum uygun kelimeyi bulmakta zorlanıyorum. Ciddi söylüyorum benim lügatim uygun kelimeyi bulmaya yetmiyor. Bir de geçen seçimlerde Karayılan’la Kılıçdaroğlu’nun yalan videosuyla miting yapıp, siyaset yapıp , bunun yalan olduğunu kabul de edip şimdi bunların liderini meclise çağırmak nedir? Sözün bittiği yer herhalde böyle bir şey…
GENEL
Yayınlanma: 23 Ekim 2024 - 16:58
14 Yıl Önceki Hakikatler Bugün Ne Anlama Geliyor?
Dt. Koray Acaroğlu yazdı; "“Fetullah Gülen’in Ölümü ve Devrin Döngüsü: 14 Yıl Önceki Hakikatler Bugün Ne Anlama Geliyor?”"
GENEL
23 Ekim 2024 - 16:58