Şu aralar tek arzum, elimde kırmızı pullu bir mendille Urfa sıra gecelerinde bir halayın en önünde yer almak.Evet, bu cümle ilk bakışta hayatın ciddiyetiyle bağdaşmayacak kadar eğlenceli görünebilir. Ancak, tam da bu absürtlüğün içinde bir gerçek yatıyor:Bu coğrafyada artık insan, başka hiçbir şeyle baş edemediğinde müziğe ve ritme sığınıyor.Çünkü dünya düzeni, uzun süredir büyük bir senkron kaybı yaşıyor.Sadece ekonomik göstergeler değil, insan ruhunun grafikleri de aşağı yönlü bir seyir izliyor.Enflasyon artık sadece cebimizi değil, sabrımızı da eritiyor.Bir evin mutfağında kaynayan tencerenin içeriğinden çok, buharının kaç ay daha dayanabileceği konuşuluyor.Geçmişte “orta direk” olarak tanımlanan sınıf, bugün neyin tam ortasında olduğunu bile kestiremiyor.Sağlık desen; bilim ilerliyor ama insan iyi hissetmiyor.Dün gripti, bugün post-covid sendromu, yarın adı konmamış bir yorgunluk hali.Hastalıklar somut olmaktan çıkıp soyut birer çaresizlik duygusuna dönüştü.Ama asıl kayıp; kalpte, insan ilişkisinde, toplumsal bağda…Birbirine güvenmeyen, empati kuramayan, selamı bile hesapla veren bireyler topluluğuna dönüştük.Sosyal medya üzerinden kalabalıklaşan insanlar, gerçek hayatta yalnızlıkla cebelleşiyor.İnsan, insanı yoran bir faktöre dönüşmüş durumda.Birlik duygusu yerini güvensizliğe, toplumsal hafıza ise geçici tepkilere bıraktı.İşte bu yüzden mendil istiyorum.Bir sembol olarak, bir ritüel olarak, bir birlik işareti olarak…Çünkü o mendil; sadece halayda elden ele dolaşan bir aksesuar değil.Kolektif hareketin, ritmik uyumun, “birlikte iyileşmenin” metaforu.Halay; yönü belli, adımı uyumlu, enerjisi paylaşılan bir iyileşme şekli.Ve biz buna çok uzağız şu anda.Kimse kimseyle aynı adımı atmıyor.Kimse kimseyi ortada bırakmamak için çekip kaldırmıyor.Belki biraz da bu yüzden, sabah haberlerini dinlemektense davul sesi dinlemek istiyorum.Kur artışı yerine klarnet solosu, doğal gaz tarifesi yerine zılgıt duymak istiyorum.Çünkü biri canımı yakıyor, diğeri içimi titretiyor.Aradaki fark; biri sistem, diğeri ruh.Bu yüzden ne zaman dünyayı anlamaya çalışsam, elim bir mendil arıyor.Düzensizliğin içinden sıyrılıp ritim tutmak istiyorum.Hayatın bu kadar dağınık, bu kadar karanlık ve bu kadar bireysel yaşandığı bir dönemde,Halayın tam ortasında olmak, belki de en mantıklı karar.Çünkü bazen çözüm, sistem analizinde değil…İnsani ritmin yeniden hatırlanmasında gizlidir.
YEREL
Yayınlanma: 04 Ağustos 2025 - 12:28
Kırmızı Pullu Mendil: Kolektif Ruhun Özlemi
Aysun Karayazgan yazdı; "Kırmızı Pullu Mendil: Kolektif Ruhun Özlemi"
YEREL
04 Ağustos 2025 - 12:28








